1995 ve 2010 yıllarında doğan Z kuşağının en büyük üyeleri, ufak ufak iş hayatındaki yerlerini almaya başladı. Bu kuşağın en önemli özelliği, hayatlarının hiçbir döneminde internetsiz yaşamanın ne demek olduğunu bilmemeleri ve hızlı&büyük teknolojik gelişmelerin içine doğmaları sebebi ile bu değişikliklere kolayca adapte olabilmeleri. Bu da demek oluyor ki, bu kuşak geleceğin işverenlerini teknolojik yetkinlikler anlamında oldukça doyuracak! Fakat, çalıştıkları ortamların bir o kadar da kendi istek ve ihtiyaçlarını karşılamasını talep edecek...
Peki bu istek ve ihtiyaçlar nasıl yönetilmeli?
İşte Z kuşağı ile mesai arkadaşı olmaya hazırlanan işverenler için birkaç küçük tavsiye!
*Z kuşağına asla deneyimsiz, genç bireyler gözü ile bakma hatasına düşmeyin. Onlar, hızlı değişimlerin dünyasına en kolay ayak uydurmayı başarabilen, işlerinde ‘uzman’ yetişkinler! Unutmayın ki onlar, wireless’ın, smartphone’ların, paypal’ların, bluetooth’ların dünyasına doğdular.
*Onları iş dünyasının geleneksel kalıpları olmadan kucaklayın ve onlardan bir şeyler öğrenmek için ne kadar hevesli olduğunuzu gösterin. Uzun lafın kısası, Z kuşağının size mentorluk etmesine izin verin!
*Z kuşağının sizi bugünden alıp, henüz keşfedilmemiş geleceğe götürecek iyi birer rehberler olduklarını kabul edin. Öngörülerine, bilgilerine ve hislerine güvenin.
Sizin kadar hayat deneyimi olmasa da, Z kuşağı hızlı değişimlerin ve adaptasyonun gençliği! Bu konudaki uzmanlıklarına inanın ve iş hayatında onları kucaklamaya hazırlanın!
the 4C1H team
İzleyenleriniz var mı bilmiyorum ‘’Aaahh Belinda", 37 yıl sonra Netflix ekranlarında tekrar seyirciyle buluştu ve beni kendi dünyasının içine çekti!
Uçuş görevlilerinin sürekli rehberlik sağlayarak ve empati göstererek, bazen endişeli olabilecek durumları daha rahat hale getirmeleri, yolcuların ihtiyaçlarına cevap vermeleri, çalışma ortamındaki liderlerin de ekip arkadaşları için çaba göstermelerini h
Evden çalışmanın avantajlarını tatmış bir kitleyi haftada 3 gün ofise getirirken daha çok “bir arada”lığın gücünden yararlanmak, kurum kültürünü bu anlamda beslemek gerekir.
Procrastination veya dilimizde sıklıkla “hastalık” kelimesi ile beraber kullanılan erteleme davranışı, kişinin işlerini bilinçli bir şekilde geciktirmesini tanımlar. Fakat, kulağa inandırıcı gelmese de ertelemenin şaşırtıcı faydaları da olabilir!
Peki yaratıcı bir şey oluşturmak için nelerden ve nasıl ilham alabiliriz? Şimdi, dünyaca ünlü Grafiti ve Sokak Sanatçısı Keith Haring’in ilham kaynaklarına göz gezdirip ona saygı duruşunda bulunma zamanı!
Klavyelerin ve dokunmatik ekranların her yaştan insanın yaşamının neredeyse tüm anlarına sızdığı bir çağda, kalem kağıda övgü kulağa romantik gelebilir. Yine de bu basit eylemin nostaljiden öte bir anlamı ve etkisi olduğu pek çok araştırmaya konu olmuş bi
Suadiye Mahallesi Bağdat Caddesi
No:399/B K:1 D:1
Kadıköy/İstanbul
Formu doldurarak veya
hello@4c1h.com email adresi ile bize ulaşabilirsiniz.