Her yeni yıl, içinde güzellikleri, heyecanları ve dönüşümleri barındırır elbette ancak yeni 10’lu başlangıçlar çok daha yoğun bir dinamizm barındırır. Bu sebeple, 2020 için de enerjimiz, beklentilerimiz oldukça yüksek! Eh, hal böyle olunca, bu yeni senenin İnsan Kaynakları dünyası için de hangi beklentileri barındırdığını masaya yatırmaya karar verdik.
İnternette sıkı bir araştırma yaptığımızda, eylül ayında hazırladığımız ve yayınladığımız Çalışan Deneyimi Trendleri 2020 ile de paralelllik gösteren birçok kehanetle karşılaştık. Trend raporunda somut verilere ve kaynaklara dayandırdığımız bu verilerin kehanet isminden çok daha fazlasını hak ettiğini söyleyebiliriz. Yine de yılbaşı ruhuna ‘kehanet’ kelimesi çok yakışıyor :) Biz de öyle bıraktık. Hazırsanız, iki hafta boyunca sürecek serinin ilkine başlayalım!
1. Robotlar gelecek, İnsan Kaynakları’nın işi artacak!
Şunda bir anlaşmakta fayda var: Robotlar gelip bizim işlerimizi elimizden almayacaklar. Daha doğrusu, yapay zeka teknolojisi sebebi ile işsiz kalmayacağız. Tarih bu ve benzeri değişimlerin örnekleri ile dolu. Örneğin Sanayi Devrimi’nde gelişen yeni iş kolları ve teknolojiler sebebi ile hiç kimse işsiz kalmadı, sadece yapılan işlerin içerikleri değişti veya insanlar başka uzmanlık alanlarına yöneldi. Gelen her çağ, kendi teknolojisi ile birlikte ihtiyaçlarını da getiriyor. Önemli olan bu ihityaçlara ve eksiklere göre adapte olabilmek. Dolayısıyla, 4. Sanayi Devrimi’nde de böyle bir sıkıntı ile karşılaşmayacağız. Dünya Ekonomik Forumu’nun yaptığı bir araştırmaya göre, 2022 yılının sonuna kadar 133 milyon yeni nesil iş alanı oluşacakken, mevcuttaki 75 milyon iş yok olacak. Yani kaybedeceklerimiz, kazanacaklarımızın yanında sayıca çok az.
Az önce ihtiyaçlardan bahsettik. Peki yapay zeka sayesinde gelişecek ihtiyaçlar neler? Robotların asla ulaşamayacağı seviye şu: insana ait içgüdüsel dürtülere ve duygulara, bir yapay zeka asla ulaşamayacak. Bu noktada, bu zeka ile kol kola çalışan insanın, bu teknolojiyi yönetebilmesi için daha insani duyguları gelişmiş, daha yaratıcı, daha şefkatli daha hoşgörülü olması gerekecek. Bu sebeple de İnsan Kaynakları, yalnızca geleceğin işini yönetmekle kalmayacak aynı zamanda odağına insanı ve ihtiyaçlarını alarak daha eşitlikçi, daha ferah ve daha insani çalışma alanları geliştirmek durumunda kalacak. (İşte yeni bir iş kolu çoktan türedi bile!)
2. Çalışan deneyimi, her zamankinden daha önemli olacak!
Bugün İnsan Kaynakları’nın en önemli konularından biri olan Çalışan Deneyimi, TI People’ın yaptığı araştırmaya göre, 2021’in sonunda %92 oranında daha da önemli olacak. İşveren markasına, iç iletişime ve çalışan deneyimine yatırım yapan markaların giderek daha başarılı satış sonuçları da elde ettiğini gösteren verileri düşünürsek, bu maddenin geçerliliğinin çok yüksek olacağını söyleyebiliriz.
3. Kişiselleştirilmiş deneyimler her yerde!
Çalışan deneyiminin en önemli basamaklarından biri olan kişisel deneyimler, görünen o ki 2020’nin de kilit noktalarından biri olacak. Çalışanların yetenekleri üzerinden kurgulanmış eğitim ve gelişim programları, İnsan Kaynakları alanında büyük değişimlere yol açacak gibi görünüyor.
4. HR Metrikleri hiç olmadığı kadar popüler olacak!
İşveren markasından bahsetmişken, onun dayandırılığı somut verilerden bahsetmemek olmaz. HR metrikleri üzerinden geliştirilecek stratejiler, iletişim projeleri ve yatırım fikirleri, yen dönemi son derece önemli ölçüde etkileyecek gibi duruyor.
5. ‘Yetenek yönetimi’ altın çağında!
Çalışma alanı kurgulanmasında ve başarılı bir çalışan deneyimi yaratılmasında yetenekleri nasıl yönettiğiniz, onlarla nasıl iletişimler kurduğunuz oldukça önemli olacak. Özellikle iş dünyasına atılmaya hazırlanan Z kuşağı ile şirketlerin kuracağı iletişim stratejileri, bu yeni dönemde başarılı olan şirketleri belirleyecek.
Devamı haftaya...!
the 4C1H team
Bu metinde deneyim sözcüğünün çeşitli karşılıkları üzerinde durarak bilgilerimi tazelemek istiyorum. Tıpkı yeni bir sözcük türetmek için ölü dillere dönerek oradan kök almak gibi, deneyim sözcüğünün çeşitli disiplinlerdeki anlamlarına bakarak yeni fikirle
Felaketi bire bir yaşayanlar oldukça zor bir dönemden geçerken, uzaktan takip eden bizler de ikincil travma sahibi olduk. Hepimiz çalışırken bile haberleri dinliyor, depremzedelerin acılarına ortak olmaya çalışıyoruz. Peki bu süreçte, ikincil travmaya sa
Bu ay okuduğum bir makale* beni kurumsal nezaket kavramını düşünmeye sevk etti. Kurumsal nezaket, bir kurum içerisindeki çalışanların, liderlerin kendi ekip arkadaşlarıyla, müşterileriyle, tedarikçileriyle iletişim kurarken bunu saygı, empati ve nezaket ç
Geçtiğimiz hafta bir müşterimiz ile yaptığımız toplantıda, üzerinde sonradan da epey düşündüğüm bir soru geldi: ‘Bu kadar yüksek enflasyonun, rekabetin olduğu bir ortamda ben değerler iletişimi ile çalışanların gözündeki inandırıcılığımı nasıl sağlarım, o
Bu blogda bugüne kadar pek çok psikolojik ve hatta edebi olguyu çalışan deneyimiyle ilişkilendirdik. Çalışma hayatı doğası gereği birçok farklı alandan öğeleri içinde barındırıyor ve biz de onu bu öğelerle açıklayabiliyor, anlamlı hale getirebiliyoruz. Bu
2022’yi iyisiyle kötüsüyle geride bıraktık. Ülke gündemi bir yana benim için yeniliklerle dolu bir seneydi. Bu yeniliklerden biri de 4C1H ile başlayan yolculuğum oldu. Temposu yüksek, keyifli ve bir o kadar da öğretici bir yıl geçirdim. Peki neler mi öğre
Suadiye Mahallesi Bağdat Caddesi
No:399/B K:1 D:1
Kadıköy/İstanbul
Formu doldurarak veya
hello@4c1h.com email adresi ile bize ulaşabilirsiniz.