Yeni yılın ilk blog yazısına hoş geldiniz!
Bu yıl, tüm şirketlerin kalbi sayılabilecek İnsan Kaynakları’nda işin İ’sine çift dikiş atma ve K’yi yeniden tanımlama vaktidir!
Teknoloji hızla ilerlerken, İK’da öncelikler değişiyor ama bir şey sabit: İşin kalbinde her zaman insanlar var. İşte bu yıl, hem teknolojiyi kucaklayıp hem de insani dokunuşu korumak için neler yapabileceğimizden bahsedeceğim.
Güven olmadan ekiplerin bir arada kalması zor, amaç olmadan da harekete geçmeleri imkansız. Çalışanların kendilerini gerçekten önemsendiğini hissetmesi, sadece performanslarını değil, işe olan bağlılıklarını da artırır.
Ekiplerinize gerçekten nasıl olduklarını sorun. Tükenmişlik kültürü yerine, dengeli bir iş hayatı yaratmak için çalışanları destekleyin.
Hibrit çalışma modelleri hala hayatta ve geleceğin bir parçası. Çalışanların verimli olabileceği şekilde şartlarını yeniden düzenleyin. Unutmayın, günün sonunda önemli olan çalışanların ne kadar sandalye tırmaladığı değil, ne kadar iş başardığı.
İş yerinde farklılıkları kucaklamak, sadece bir etik mesele değil; aynı zamanda iş sonuçlarını da iyileştirir. Herkesin fikirlerini dile getirebildiği bir ortam yaratın.
Uzun ve yorucu seminerler artık geçmişte kaldı. Kısa, etkili ve pratik bilgilerle çalışanlarınıza ihtiyaçları olan becerileri kazandırın.
Veriler, İK stratejinizi şekillendirmenize yardımcı olur ama her şeyi onların yönetmesine izin vermeyin. Unutmayın, her veri noktasının arkasında bir hikaye ve bir insan vardır.
Dijital ikizler, süreçlerinizi iyileştirmek için harika bir yöntem olabilir ama insani dokunuşun yerini tutamazlar. Teknolojiyi insanı desteklemek için kullanın, yerini almak için değil.
İş yeri atışmalıklarından önce, anlamlı yan haklar sunmaya odaklanın. Basit ama etkili.
Liderler sadece strateji belirlemekle kalmamalı, aynı zamanda ekiplerine ilham da vermeli.
AI’nın gücünü kullanın ama insanı odağınızdan çıkarmayın. Şeffaf ve etik bir teknoloji kullanımı her zaman daha fazla güven yaratır. 2025’te başarının anahtarı, insanı önceliklendirirken teknolojiyi destekleyici bir rol oynatmak. Unutmayın, bu dengeyi yakalamak ekiplerinizi geleceğe taşıyacak!
Pelin Teksin
Content & Account Director
Birçok kişinin ve farklı kültürlerin bir arada olduğu çalışma ortamı içinde herkesin aynı şeye inandığı bir ahlak anlayışı yaratabilmek mümkün mü? Evet mümkün! Yazdığımız adımlarla etik bir kültür anlayışı yaratarak…
Uzaktan çalışma disiplini, çalışan deneyimi penceresinde çok yeni bakış açıları kazandırdı. Artık yapılması gerekenler, üzerine düşünülmesi gerekenler çok daha farklı. Bu durumun hem artıları hem eksileri var. Birçok araştırmadan çıkan verileri derledik.
Uzaktan çalışmanın hayatımıza girmesi ile artık bırakmamız gereken alışkanlara bir göz atalım!
Dünya Değerler Günü'nde değerinizi fark edin!
“Az çoktur” yani daha bilinen haliyle “Less is more” tabiri, genellikle mimaride, artık indirgenemeyecek kadar güzel bir şey yaratmak anlamına geliyor. Bu elbette günümüzde bir yaşam tarzı halini aldı ve bu sözden öğreneceğimiz çok şey var!
Uzaktan çalışma kültürü hayatımıza iyice yerleşmişken ve koltuğundan ayrılmaya pek de niyeti yokken, iş dünyasındaki dijital varlığımızı daha görgülü ve saygılı hale getirmek için birkaç ayrıntıyı sizlerle paylaşmak istedik.
Suadiye Mahallesi Bağdat Caddesi
No:399/B K:1 D:1
Kadıköy/İstanbul
***
studio.4C1H
Arnavutköy Mahallesi Bakkal Sokak No:22 D:8 Beşiktaş / İstanbul
You may contact us via hello@4c1h.com
or by filling the form below.