İş hayatımız oldukça değişse ve biz, geleceğe hızlı bir giriş yapsak da pandeminin etkileri azaldıkça ve tünelin ucunda ışık göründükçe çalışma şeklimiz de biraz biraz eskiye dönmeye hazırlanıyor.
Biraz biraz diyoruz çünkü uzaktan çalışmanın avantajlarını yaşayan kurumlar bu yeni normalden geri döneceğe benzemiyor. Ama bu kurumlara, çalışanların uzaktan çalışırken yaşadığı zorlukları azaltmak, iş yaşam dengesini sağlayabilmek, ekran yorgunluğu ve tükenmişlikle mücadele etmek adına daha çok görev düşüyor.
Peki 3 basit adımda bunlarla nasıl mücadele edebiliriz?
Toplantıları Etkili ve Verimli Hale Getirin
Muhtemelen bir e-postada halledilebilecek bir konuda toplantı yapılması hakkında şakalar duymuşsunuzdur. Ne yazık ki, her şakada bir gerçeklik payı var... Mart 2021 itibariyle Zoom, günlük 300 milyon toplantı katılımcısı kaydediyordu. Toplantılar genellikle iş ve fikir birliği için gereklidir. Ancak stratejinizi değiştirerek bu kadar çok toplantı yapmaktan kaçınabilir ve herkes için (kendiniz dahil) tükenmişlikle mücadeleye yardımcı olabilirsiniz. Yüz yüze görüşme yapmak zorunda kalmadan başkalarıyla iş birliği yapmanın birkaç yolu var:
Toplantıları verimli hale getirmek için ise birçok yol var. Uzaktan bir stratejik planlama toplantısı yapıyorsanız, beyin fırtınası yapılabilecek çevrim içi araçlardan yararlanın ve konuyu dağıtmayın. Bu, herkesin toplantının önemli olduğunu hissetmesini sağlamanın harika bir yoludur.
Herkes fikirlerine değer verildiğini hissetmek ister. Bir toplantıda konuşan sadece bir kişi varsa o toplantı pek de gerekli olmayabilir. Herkesin fikirlerini dinlemek ve iş birliğini teşvik etmek amacıyla toplantılar düzenleyin. Bunu yapmak, insanların tükenmek yerine heyecanlanmalarına ve motive olmalarına yardımcı olacaktır.
Ekran Dismorfisine Karşı Savaşın
Görüntülü toplantılarda kendinizi tükenmiş hissetmenizin bir başka nedeni Zoom Dismorfisi adı verilen bir rahatsızlıktır. Zoom Dismorfisi, pandemi sebebiyle hayatımıza giren yeni bir terim ama maalesef gerçek. Dismorfi ise kişinin, var olan ya da olmayan bedensel kusurlar ile uğraşmak halini ifade etmekte. Önceki yazılarımızdan birinde, kadınların erkeklerden daha fazla ekran yorgunluğu yaşadığından bahsetmiştik. En büyük sebebi olmasa da çevrim içi görüntülü görüşmelerde dismorfi yaşanması, bu ekran yorgunluğunun sebeplerinden biri.
Bu yeni durum, insanların kendilerini her gün ekranda nasıl gördüklerinin bir yansıması. Toplantı üstüne toplantı yaptığınızda, bir ekranda kendinize bakmak için sayısız fırsatınız oluyor. Ne yazık ki, bazı insanlar görünüşlerini beğenmiyor ve kusurlara odaklanarak stres altına giriyor. Görüntülü konuşmalarda görünüşünüzle ilgili sorun yaşıyorsanız veya çalışanlarınıza biraz rahatlık sunmak istiyorsanız, aşağıdakilerden bazılarını göz önünde bulundurabilirsiniz:
Kendinizi sürekli olarak pikselli bir ekranda yargılarken tükenmek kolaydır. Bunun üstesinden gelmek için adımlar atmaktan çekinmeyin.
Bağlanmanın Başka Yollarını Bulun
Görüntülü görüşmeler gerçeklik algımızı biraz bozmaya başladı ama bu görüşmelerin gerçek görüşmelerini yerini aldığını tam olarak düşünmek pek mümkün değil. İnsanların gerçek, sosyal, fiziksel bağlantılara ihtiyacı var. Maalesef sürekli dijital görüşmeler, kişilerle bağ kurmamızı engelliyor. Sürekli çevrim içi görüşmede olmak, kişiyi tam olarak göremediğimiz için odağını anlamamızı zorlaştırıyor ve güven bağını da zedeleyerek kendimizi ifade etmemizi olumsuz etkiliyor.
Ne yapabilirsiniz? Elbette yüz yüze görüşmeler…
Bu, biriyle yürüyüşe çıkmak bile olabilir. Mutlaka sevdiğiniz insanlarla zaman geçirin. Bir arkadaşla kahve için, aile ziyareti yapın… Mümkün olduğunca fazla yüz yüze etkileşimde bulunmayı bir öncelik haline getirin. Böylece ihtiyaç duyduğunuz o insani bağ kurulacaktır.
Hepsinin ötesinde, tükenmişlikle mücadele ise devam eden bir süreç... İşverenler çalışanların tükenmişliği üzerine çalıştıkça motivasyon eksikliği ve işten çıkmaların da önüne geçilecektir. En azından yeni normali tamamen benimsemiş kurumlar buna özellikle dikkat etmeli çünkü çalışan deneyiminin yeni konusu artık hibrit düzeni sorunsuzca sürdürmek… Hibrit düzende ivmeyi yakalamanız için biz yardıma hazırız! hello@4c1h.com’danbize ulaşabilirsiniz! J
Bu yazıda https://articles.bplans.com/remote-work-burnout/’dan yararlanılmıştır.
Bir saate sığdırılmaya çalışılan üç saatlik gündemler, birbiriyle kesişmeyen fikirler ve sonunda “bunu sonra tekrar konuşalım” cümlesi... Çoğumuz bu döngüye aşinayız.
Belirsizliğin giderek arttığı dönemlerde çalışanların motivasyonunu yüksek tutmak, şirketlerin güçlü kalabilmesi için olmazsa olmaz.
Günümüzde teknoloji hızla ilerliyor, yapay zekâ ve otomasyon neredeyse her işin bir parçası haline geldi. Artık pek çok işimizi bu teknolojik yardımcılarla daha hızlı ve verimli yapabiliyoruz. Ama ne olursa olsun, iş hayatının merkezinde hala insana özgü
Gün içinde kendimizi akışa kaptırıyoruz. Uzayıp giden yapılacaklar listesi, bitmek bilmeyen toplantılar ve yetişmesi gereken işler arasında kendimizi bir döngüye sıkışmış gibi hissetmek oldukça normal.
İK ekipleri, iki farklı kuşağın arasında kalmış durumda, adeta bir köprü kurma sanatıyla uğraşıyor. Bir tarafta detaylı raporlar ve düzenli toplantılar bekleyenler, diğer tarafta kamerası kapalı toplantıya katılanlar…
Hikaye anlatıcılığı, insanlarla güçlü bir iletişim ve bağlantı kurmanın etkili yöntemlerinden biri. Aynı zamanda, her beceri gibi, yeterli ilgi ve çalışmayla geliştirilebilen bir beceri.
Suadiye Mahallesi Bağdat Caddesi
No:399/B K:1 D:1
Kadıköy/İstanbul
Formu doldurarak veya
hello@4c1h.com email adresi ile bize ulaşabilirsiniz.