Nerede o mis gibi toplantı odaları, kahveni alırken ayaküstü sohbetler, birinin masasına gidip onunla muhabbet etmek, tüm ekibi bir araya toplayıp konuşma yapmak…
Hepsi uzakta ve bir süre daha uzakta olacağa benziyor.
Pandemi herkesi farklı farklı etkiledi, olumlu veya olumsuz, çalışana etkisi üzerinde ise daha çok duruldu, peki ya yöneticiler? Onların işi her zamankinden daha da zorlaştı. Bu yüzdendir ki çoğu bu “kâbus”un bir an önce bitmesini umuyor.
Sadece insan yönetmek değil, motive etmek, ilham vermek, bağlılık sağlamak… Yüz yüze bile zorken uzaktan daha da zorlaşan şeyler şüphesiz. Fakat bir düşünün, büyük düşünün! Globale yayılmış dev bir firmada yöneticilik yaptığınızı düşünün! Bunları yüz yüze yapabilmeniz zaten imkânsız olacaktı.
Bu yüzden bir duralım, durum değerlendirmesi yapalım, şu an neleri düzeltip bir yönetici olarak işin geleceğine kendimizi nasıl hazırlayabiliriz, bunlara bakalım.
Açıklık ve netlik, olmazsa olmaz!
Uzaktan çalışmak liderlerin sorumluluğunu ortadan kaldırmış izlenimi yaratabilir ama aslında tam tersi! Yapılması gerekenleri takip etmek, planlama, iş planı ve düzenlemeleri yapmak her zamankinden daha mühim.
Doğru ekipman her şeydir!
Bulanık bir kamera, sürekli takılan bir bilgisayar, ses gelmeyen bir mikrofon… Bunlara sahipken ilham verici konuşmalar yapmak ne kadar doğru? İşi en iyi şekilde yönetecek teknik altyapıya sahip olmak ve iş kolaylaştırıcı uygulamalar kullanmak uzaktan çalışan ekibinizi bir adım ileri taşır.
Ne olur ekibinize güvenin!
Evet, herkesin güven sorunları var. Evet, görmeyip başında duramadığınız birine güvenmek zor olabilir. Ama bu dürtünüzü biraz bastırıp işlerin yapılmış olmasına odaklanmanız sizi de rahatlatacaktır. Bir sorun çıkarsa müdahale etmek için yine orada olacak olan sizsiniz.
Video konferans, canımız!
Yüz yüze görmenin yerini hiçbir şeyin tutmadığı aşikâr. Bunu en iyi yapabileceğiniz yer ise video konferanslar. Ekibi görmek, beden diline şahit olmak daha iyi bir iletişim sağlar.
Önce insan!
Bu süreçte birçok kişinin hayatına da dahil olduk. Salonlarına, mutfaklarına, evlerine misafir olduk. Olduk ama bu onların sadece birer çalışandan öte olduğunu fark ettirdi mi? Çalışanların neleri önemseyip nelere değer verdiğini anlamak, iletişim için harika bir fırsat.
Nabız yoklayın!
Ofiste bir çalışanın omzuna dokunup hâl hatır sormak, ufak bir beyin fırtınası yapmak… Bunlar, maalesef sanalda yapamayacağımız birkaç şeyden biri. Yine de düzenli olarak çalışanlara yardıma ihtiyaçları olup olmadığını, nasıl olduklarını sorun.
Bu 6 önemli ipucu ile uzaktan ekip yönetmenin zorluğunu aşmanız daha kolay olabilir. Deneyin, denemekten korkmayın! Hep söylediğimiz gibi, önemli olan iletişim…
Bu yazıda https://thefutureorganization.com/6-tips-for-how-to-effectively-lead-remote-teams/ yazısından yararlanılmıştır.
Yaratıcılık inovasyon, problem çözme ve kendini ifade gücü için gereklidir. En parlak zihinler bile yaratıcı engellerle karşılaşabilir.
Otokontrol; kişilerin kendi davranışlarını, düşüncelerini ve duygularını yönetebilme yetisine denir. Hem özel hayatımızda hem de iş yaşamında başarılı olmak için bilinçli bir şekilde geliştirilmesi gereken becerilerden biridir.
“Acemi zihni” anlamına gelen Shoshin, bir konuya bilgi ve deneyimle ilişkili ön yargılar, kabuller ve alışkanlıklardan sıyrılarak, ilk defa görüyormuş gibi yaklaşmayı ifade eder.
Boston Consulting Group’un Haziran 2024 tarihli raporuna göre, dünyadaki çalışanların nerdeyse yarısı kariyerlerinin bir döneminde tükenmişlikle karşılaşmış. Çalışanları büyük oranda bu durumdan koruyan ise kapsayıcılık. Şirketinde değer gören, saygı duyu
Yirminci yüzyıl sinemasının dev ismi Orson Welles, bugün hala yaratıcılığın ve yeniliğin sembolü olmaya devam ediyor.
İş dünyasında sıkça "doğru iletişim kurmak" gerektiğinden bahsediyoruz. Problemlerimizi doğru anlatmak, daha iyi sunumlar yapmak, fikirlerimizi daha net bir şekilde ifade etmenin yöntemlerini araştırıyoruz.
Suadiye Mahallesi Bağdat Caddesi
No:399/B K:1 D:1
Kadıköy/İstanbul
Formu doldurarak veya
hello@4c1h.com email adresi ile bize ulaşabilirsiniz.