Gün içinde kendimizi akışa kaptırıyoruz. Uzayıp giden yapılacaklar listesi, bitmek bilmeyen toplantılar ve yetişmesi gereken işler arasında kendimizi bir döngüye sıkışmış gibi hissetmek oldukça normal.
Standartlaşmış bu akışın içinde bazen motive olmakta zorlanabiliyor ve etkili çalışmalar ortaya koyamayabiliyoruz. Peki, yeterince anda kalıyor muyuz?
Biraz Yavaşlamak, Soluklanmak ve Anda Kalmak
Japonların uzun ve mutlu yaşamın anahtarlarından biri olarak gördüğü İkigai felsefesinin bir parçası olan "anda kalmak," geçmiş, şimdi ve gelecek arasında etkili bir bağ kurmayı ve dengede kalmayı amaçlar.
Anda kalmayı sadece bir “kişisel gelişim önerisi” olarak görmektense, iş hayatında daha verimli ve üretken olmanın bir aracı olarak değerlendirmek mümkün. Bir iş gününü tam anlamıyla anda kalarak geçirmek, yapılan işe daha fazla odaklanmayı, işin her ayrıntısını daha net görmeyi ve yaratıcılığı artırmayı sağlar. Bu odaklanma, kişinin işine anlam katarken aynı zamanda güven duygusunu da pekiştirir. Üstelik, zihni belirli bir noktada sabitlemek işleri hem hızlandırır hem de daha keyifli hale getirir.
Çalışırken Anda Kalmak İçin Neler Yapabiliriz?
Çalışma alışkanlıklarımıza anda kalmayı entegre etmek; daha mutlu, verimli ve motive bir deneyim yaşamanın önemli bir itici gücü olabilir. Peki, çalışırken nasıl anda kalabiliriz?
Öyleyse, her gün anda kalmayı hatırlayarak verimliliğimizi artırmayı ve işimizin her detayına kendimizi vererek ilerlemeyi unutmadan, “Şimdi”ye odaklanalım, motivasyonumuzu artıralım!
İrem Yeşilyurt
Copywriter
Bir saate sığdırılmaya çalışılan üç saatlik gündemler, birbiriyle kesişmeyen fikirler ve sonunda “bunu sonra tekrar konuşalım” cümlesi... Çoğumuz bu döngüye aşinayız.
Belirsizliğin giderek arttığı dönemlerde çalışanların motivasyonunu yüksek tutmak, şirketlerin güçlü kalabilmesi için olmazsa olmaz.
Günümüzde teknoloji hızla ilerliyor, yapay zekâ ve otomasyon neredeyse her işin bir parçası haline geldi. Artık pek çok işimizi bu teknolojik yardımcılarla daha hızlı ve verimli yapabiliyoruz. Ama ne olursa olsun, iş hayatının merkezinde hala insana özgü
Gün içinde kendimizi akışa kaptırıyoruz. Uzayıp giden yapılacaklar listesi, bitmek bilmeyen toplantılar ve yetişmesi gereken işler arasında kendimizi bir döngüye sıkışmış gibi hissetmek oldukça normal.
İK ekipleri, iki farklı kuşağın arasında kalmış durumda, adeta bir köprü kurma sanatıyla uğraşıyor. Bir tarafta detaylı raporlar ve düzenli toplantılar bekleyenler, diğer tarafta kamerası kapalı toplantıya katılanlar…
Hikaye anlatıcılığı, insanlarla güçlü bir iletişim ve bağlantı kurmanın etkili yöntemlerinden biri. Aynı zamanda, her beceri gibi, yeterli ilgi ve çalışmayla geliştirilebilen bir beceri.
Suadiye Mahallesi Bağdat Caddesi
No:399/B K:1 D:1
Kadıköy/İstanbul
Formu doldurarak veya
hello@4c1h.com email adresi ile bize ulaşabilirsiniz.