FOW.Connect’in üçüncü buluşması “Belirsizlikte kendine yol açmaya hazır mısın?” webinarını pazartesi günü gerçekleştirdik.
Biraz daha kendimize doğru yola çıkalım, kendimize yol açalım ve kendimizi keşfedelim istedik. Tam da bu sebeple bu aralar baş edemediğimiz bazı duyguları yönetebilmek adına işi bir bilene soralım dedik.
Bu sebeple FOW.Connect Webinarı’nda, Expertera kurucusu Alp Sezginsoy’un bu haftaki konuğu Gestalt* Terapisti Prof. Dr. Hanna Nita Scherler oldu!
*Hümanist ve var oluşçu bakış açısına dayanan Gestalt yaklaşımı, insanın temel motivasyonunun bütünleşmek, başka bir deyişle, kendisini tamamlamak olduğunu savunur.
Bir harmanım bu ara!
Neredeyse bir aydır o eski düzenlerimiz yok artık. Kimi evden çalışıyor, kimi hala işe gidiyor ancak hiçbir şey eskisi gibi değil. Hal böyle olunca da duygudan duyguya geçiyoruz. Bazen endişe, bazen korku, bazen öfke, bazen sevinç, umut, sevgi… Hepsi harmanlanıyor birbirine karışıyor.
Zorlanıyor musun? Ben de!
Her insan, ilişkiler, sağlık, iş, maddi, manevi birçok konuda zorlanmıştır. Bu alanlarda zorlanmayan insan yoktur. Aslında hayatımızda her zaman bizi zorlayacak bir uyaran vardı. Peki, virüs?
Virüs uyaran mı?
Evet, bu virüs öyle bir uyaran ki, hepimizi varoluşumuzun her boyutunda zorladı. Hem fiziksel, hem duygusal hem zihinsel anlamda uyaran konumunda geldi ve sorgulatıyor. Fiziksel boyutta hasta olup olmayacağını sorguluyor, duygusal boyutta aidiyet kavramını sorguluyoruz. Acaba sevdiğimi kaybeder miyim, sevdiğimin başına bir şey gelir mi? Zihinsel alandaysa insanın kendisi ile ilişkisi sorgulanıyor. Tinsel boyutta hayat nedir, ben niçin yaşıyorum? sorularına yanıt arıyoruz.
Yalnız değilsin!
Bu soruların yanıtını ararken buluyorsan kendini yalnız değilsin. Hepimizin buna verdiği yanıtlar şu an revize ediliyor. Ailesi ile birlikte olanlar, illişki ağında ne iyi gitmiyorsa o taraftan uyarılmakta. Yalnız olanlar, yalnızlıkları ile uyarılmakta…
Ne yapıyorsun belirsizlikte?
Kimimiz duruyor, kimimiz hızlanıyor ve biz korku alanından çıkıp büyüme alanına girmeye çalışıyoruz. Benzer duygulara farklı şekillerde yaklaşıyoruz. Evet, hemen hemen hepimiz zorlanabiliyoruz. Verdiğimiz tepkiler de değişiyor haliyle. Gel kendimize biraz daha yakından bakalım.
Fark et! Beden konuşur, sen izle.
İlk adım, fark et. Zihninden neler geçiyor, nasıl düşünceler geliyor ve bu düşünceler geldiğinde bedeninde neler oluyor? Bedenine nasıl yansıyor bütün bu olanlar? Belki ellerin terliyor, hareket etmek istiyorsun ya da üşüyorsun bir ürperti geliyor. Yargılamadan, sadece gözlemci kalabilir misin? Evet. Aynı gökyüzünden geçen bulutları izler gibi bedeninde ya da zihninde her ne oluyorsa izleyebilir misin?
Temas et
Aklına seni rahatsız eden düşünceler geldiğinde onlarla temas et. Nasıl mı? Beden zihin ve duygular bir bütündür. İzledin ve gördün neler olduğunu. Zihninden düşünceler geçti, duygular geldi ve o gelen duygular bedeninde yansıma buldu. Zihni araç olarak kullanıp bedeninle temas ettiğinde duygularını görmüş olursun. Anda kalıp ne yaşadığını anlama egzersizi olabilir bunun adı. Bunun için meditasyon yapmayı denemek iyi fikir olabilir.
Çok daha fazlasısın, bil!
İçinde bulunduğun veya o anda hissettiğin duygular değilsin sadece. Zihninde beliren o olgudan çok daha fazlasısın.
Beş duyu, şu an!
Küçük bir öneri. Dikkatini beş duyuna getir. Gör çevrende neler oluyor, hisset tenine değen serinliği, sıcaklığı. Dinle, kulağına gelen sesleri; en yakından en uzağa. Tat, ağzına gelen o lezzetli tatlar ve burnuna gelen o kokular… Gerçekten sadece şu anda beş duyunla algılayabildiğin verilere odaklanıp şu anı değerlendirmeyi dene, bu verileri topla. Nasıl hissettin?
Kendine yol aç
Bu süreçte hem eve, hem işe, var ise birlikte yaşadığın diğer bireylere ve kendine zaman ayırmak konusunda sıkışmış hissediyor ve belirsizlikte daha da yoğun hissediyor olabilirsin. Ama bunun için bir sürü çözüm yolu ve bakabileceğin birçok farklı pencere var. Sen de kendine yol aç, kendine alan aç ki bu alan içinde hayatındaki diğer gelişmeleri de kucaklayabil.
Kısa kısa….
Kaynağın farkında ol ve mümkün olduğu kadarını kullan, işin sırrı bu!
Beni zorlayan uyaranlara hep aynı şekilde mi anlam yüklüyorum?
Zaman içerisinde hep aynı tepkileri mi veriyorum?
Fiziken, zihnen, manen ve duygusal olarak bedenin tepki verecek.
“Kendinle temas kur ve temas kurduğunda tepkilerini fark et!” diyor ve ekliyor:
Başkasıyla temas, kendinle temasın yansımasıdır, unutma!
Konu ile daha yakından ilgilenmek isteyenler için Nita'nın birkaç kitap önerisi var:
Ken Wilber'ın No Boundry, A CV About Everything ve The Marriage of Sense and Soul kitaplarını ve Eckhart Tolle'nin A Guide to Spirituel Enlightenement'ı ile Thomans Mann'ın Değişen Kafaları'nı okuyabilirler!
the 4C1H team
İş dünyasında sıkça "doğru iletişim kurmak" gerektiğinden bahsediyoruz. Problemlerimizi doğru anlatmak, daha iyi sunumlar yapmak, fikirlerimizi daha net bir şekilde ifade etmenin yöntemlerini araştırıyoruz.
Öncelikle İK’nın organizasyondaki yerini iyi anlamak ve anlatmak gerekiyor. Yetenek kazanımından, organizasyonel kültüre stratejik İK fonksiyonlarının öneminin kavranması çok kritik.
Bir animasyon filmi fanı olarak, geçen gün ikincisi vizyona giren "Ters Yüz" filmini izlerken filmin ana karakteri Riley'nin duygularıyla mücadelesine tanık oldum.
Sanatsal faaliyetlerde bulunmanın genel iş performansı üzerinde önemli bir etkisi olduğuna dair pek çok bilimsel çalışma var. Sanat, birçok biçimiyle, yaratıcılığı artırmak, stresi azaltmak ve bilişsel işlevi geliştirmek için güçlü bir araç ve tüm bunlar
Günümüzde, bilgisayarlar ve akıllı telefonlara son derece bağımlı bir yaşam sürüyoruz. Bunun bir sonucu olarak, dikkat süremiz de her geçen gün azalıyor. Bu durum, iş yerinde odaklanma ve performansı da doğrudan etkiliyor.
Gen Z ya da Z kuşağı; günümüzde markaların hem potansiyel müşteri hem de potansiyel çalışan olarak gözbebekleri diyebiliriz. Ancak değişim ve dönüşümün öncüsü bu kuşağı elde tutmak o kadar da kolay değil.
Suadiye Mahallesi Bağdat Caddesi
No:399/B K:1 D:1
Kadıköy/İstanbul
Formu doldurarak veya
hello@4c1h.com email adresi ile bize ulaşabilirsiniz.