Aşılanma devam ederken ve biraz biraz ofise dönüş veya hibrit çalışmaya geçiş hazırlıkları yapılırken, uzaktan çalışanları yeni bir duygu durumu bekliyor: FOMO. Yani faydalı güncellemeler, kritik bilgiler ve kişisel bağlar gibi şeyleri kaçırma korkusu…
Şimdi biraz bu duyguya ve hibrit çalışma düzeninde bu duygunun nasıl daha iyi yönetilebileceğine göz atalım!
Kabul etmek gerekir ki kişisel olarak yüz yüze paylaşılan bazı şeyler daha derin katmanlar içerir ve bunları bir bilgisayar ekranından etrafa aktarmak daha zordur. İnsanların da işlerinde başarılı olmak için yüz yüze etkileşim isteyip buna ihtiyaç duymaları doğal... Deloitte, Stanford ve daha birçok araştırma şirketi, yüz yüze iş birliğinin yaratıcılığı nasıl hızlandırdığını, yeniliği desteklediğini ve üretkenliği nasıl artırdığını belgelese de çalışanlar bir araya geldiğinde ortaya çıkan tek fayda bunlar değil. Mimarlık şirketi Gensler, hem müşterilerinden hem de meslektaşlarından, aynı ortamda çalışmanın hem etik hem maddi avantajları olduğunu duyduğunu belirtiyor.
Salgının ortaya çıkması ile büyük ölçüde uzak bir çalışma modeline geçiş, halk sağlığı ve güvenliğini korumada elbette çok önemli bir adımdı. Ancak birçok kişinin paylaştığı üzere evden çalışmak, beraberinde birtakım zorluklar da getirdi. Okul çağında çocukları olan insanlar kendilerini hem ebeveyn hem öğretmen olarak çifte görev üstlenirken buldu. Ev arkadaşıyla yaşayan veya evleri küçük olanlar ise oturma odalarını, yemek alanlarını veya mutfak masalarını iş için kullanmak durumunda kaldı. Ayrıca herkes, iş arkadaşları veya sevdikleri ile görüşebilmek için ekran önünde her zamankinden daha fazla vakit geçirdi.
Gensler'in anketine göre, ABDli çalışanların sadece %19'u tam zamanlı evden çalışmak isterken, yarısından fazlası hibrit modeli tercih ediyor ve yaklaşık üçte biri ofise tam dönüş istiyor. Gensler bir mimarlık şirketi olduğundan, iş yerlerinin amacının ve tasarımının öneminin de hiçbir zaman şimdiki kadar anlaşılmadığını düşünüyor. İş birliği, birliktelik, bağlantı ve çalışan deneyimi için optimize edilen iyi tasarlanmış ofisin aynı zamanda özgünlüğü ve yoldaşlığı teşvik edip yeni nesil liderleri başarıya götürdüğünü de ekliyor.
Teknoloji, iş arkadaşlarımızla bağlantıda kalmamızı sağlayan çok önemli bir araç olsa da yüz yüze etkileşimin tam bir alternatifi olduğunu söylemek yanlış olur. İş arkadaşları ile yapılan ufak kahve molaları, yol üstü sohbetler, toplantılar öncesi fikir alışverişi gibi plansız görüşmeler elbette bir sohbet uygulamasında konuşmanın yerini tutmuyor. Aynı ankete katılanların %74’ü, iş arkadaşlarını özlediğini belirtiyor. Hibrit de olsa ofiste bulunarak ise yeni düşünce yolları açan, sürpriz çözümler yaratan ve derin bağlar oluşturan tüm bu ufak anları geri getirmiş olunuyor. Ayrıca ofiste kurulan arkadaşlığın dijital bir ikamesi yok. Araştırma ABD’de yapıldığı için katılımcıların %80’inden fazlası farklı kültürlerden birçok arkadaş edinmesinin ofisleri sayesinde olduğunu belirtiyor. Ayrıca, bunun sadece kişisel bir fayda olmadığını, farklı kültürlerin bir arada olduğu bir çalışma ortamında, işverenler hakkında daha olumlu görüşler sunulduğu aktarılıyor.
Sadece kişisel gelişim değil mesleki gelişim de en çok iş yerlerinde sağlanıyor. Uzaktan çalışanların yarısından azının koçluk ve mentorluk programlarına katıldığı belirtiliyor. Biliyoruz ki bugünün genç çalışanları yarının liderleri ancak bu grup, özellikle daha kıdemli meslektaşları ile olan etkileşiminin azalmasından etkileniyor. Ayrıca daha genç nesiller, evde daha az üretken, daha az bağlı ve evden çalışma deneyiminden daha az memnun hissediyor.
İş yerlerinin yeni nesli, eskisinden farklı görünüp farklı şekilde işleyecek. Bu bir gerçek… Ancak çalışan deneyiminde temel odak hiç değişmeyecek. İyi liderler, tüm çalışanların gelişmesi için ihtiyaç duyduğu ortamı sağlayarak, en önemli varlıkları olan “insan”ın iş yeri deneyimini en iyi şekilde yöneterek fark yaratacaklar.
Bu yazıdahttps://www.gensler.com/blog/how-fomo-is-driving-people-back-to-the-office’dan yararlanılmıştır.
#4C1H #HUMANS #UzaktanÇalışma #HibritÇalışma #FOMO #FearofMissingOut
Bu metinde deneyim sözcüğünün çeşitli karşılıkları üzerinde durarak bilgilerimi tazelemek istiyorum. Tıpkı yeni bir sözcük türetmek için ölü dillere dönerek oradan kök almak gibi, deneyim sözcüğünün çeşitli disiplinlerdeki anlamlarına bakarak yeni fikirle
Felaketi bire bir yaşayanlar oldukça zor bir dönemden geçerken, uzaktan takip eden bizler de ikincil travma sahibi olduk. Hepimiz çalışırken bile haberleri dinliyor, depremzedelerin acılarına ortak olmaya çalışıyoruz. Peki bu süreçte, ikincil travmaya sa
Bu ay okuduğum bir makale* beni kurumsal nezaket kavramını düşünmeye sevk etti. Kurumsal nezaket, bir kurum içerisindeki çalışanların, liderlerin kendi ekip arkadaşlarıyla, müşterileriyle, tedarikçileriyle iletişim kurarken bunu saygı, empati ve nezaket ç
Geçtiğimiz hafta bir müşterimiz ile yaptığımız toplantıda, üzerinde sonradan da epey düşündüğüm bir soru geldi: ‘Bu kadar yüksek enflasyonun, rekabetin olduğu bir ortamda ben değerler iletişimi ile çalışanların gözündeki inandırıcılığımı nasıl sağlarım, o
Bu blogda bugüne kadar pek çok psikolojik ve hatta edebi olguyu çalışan deneyimiyle ilişkilendirdik. Çalışma hayatı doğası gereği birçok farklı alandan öğeleri içinde barındırıyor ve biz de onu bu öğelerle açıklayabiliyor, anlamlı hale getirebiliyoruz. Bu
2022’yi iyisiyle kötüsüyle geride bıraktık. Ülke gündemi bir yana benim için yeniliklerle dolu bir seneydi. Bu yeniliklerden biri de 4C1H ile başlayan yolculuğum oldu. Temposu yüksek, keyifli ve bir o kadar da öğretici bir yıl geçirdim. Peki neler mi öğre
Suadiye Mahallesi Bağdat Caddesi
No:399/B K:1 D:1
Kadıköy/İstanbul
Formu doldurarak veya
hello@4c1h.com email adresi ile bize ulaşabilirsiniz.