Gençleri işgücüne katabilmenin ve hatta kendi kurumumuza kazandırabilmenin ne kadar kritik olduğunu her fırsatta konuşuyoruz. Evet, çünkü gençlerin ülkenin geleceği, umut ışığı olduğunu biliyoruz.
Peki, gençler bu sorumluluğa hazır mı?
Gelin, Z kuşağının sosyoekonomik pozisyonuna gerçekçi bir perspektiften bakalım…
Bizler Z kuşağı için liderliğe uzanan planlanmış bir kariyer yolu, parlak bir gelecek hayal ederken, hayal dünyamızın biraz dışına çıktığımızda gençlerin bırakın liderliği, birey olmakta bile zorlandıklarını fark ediyoruz.
Youthall tarafından gerçekleştirilen “Gençlerin Beklenti ve Yönelimleri Araştırması” üzerine Dünya Gazetesi’nin yazdığına göre, üniversiteden mezun olup iş gücüne katılmayı bekleyen gençlerin %69’u ayda 1.500 TL ve daha azı ile geçiniyor. Üniversite mezunu çalışan gençlerin %24’ü ise asgari ücretten daha az veya asgari ücret seviyesinde gelir elde ediyor.
Bu tabloya baktığımızda, mezun olduktan sonra kendilerine ait bir yaşam kurmak gençler için bir hayal olmaktan öteye geçemiyor. Mezun olup ailelerinin yanına dönmekten başka çare bulamayan gençler için birey olmak da diğer hayalleri gibi ertelenmek durumunda kalıyor.
Genç Olarak İş Bulmak
Geçenlerde karşıma çıkan “deneyim enflasyonu” kavramı, daha önce “bu da nasıl olur yahu” diye iç çekmeme neden olan örneklerine şahit olduğum için oldukça dikkatimi çekmişti. Bu kavram temelinde, “giriş seviyesi” pozisyonlar için karşımıza çıkan 2 yıl ve bazen daha fazla deneyim koşulunu tanımlıyor. (Daha detaylı araştırmak isteyenler, kaynağı yazının sonunda bulabilirler.) Mezun olup giriş seviyesi bir pozisyon ile iş hayatına atılmak isteyen gençler, yeterli deneyime sahip olmadıkları için bahsi geçen bu pozisyonlara başvuramıyor, başvursalar da geri dönüş alamıyor ve kendi alanlarından uzaklaşarak farklı iş kollarına yöneliyor. Oysa ki, yine araştırmanın sonuçlarına göre, gençlerin %84’ü kurumsal bir şirkette çalışmak istiyor.
Pek çok genç için mezun olmadan önce bu deneyimi elde etmenin yolu ise, okul sürecinde çalıştıkları part-time işler ve stajlar.
Stajyer Olmak
Kurumsal dünya gençlere daha iyi şartlar vaat etse de pek çok gencin bu imkanlara erişimi kısıtlı. Bulundukları şehir ve imkanların sayısının yetersizliği gibi sebeplerle gençlerin bir kısmı kurumsaldan uzak yapılarda ne maddi destek getirisi ne de profesyonel gelişimlerini destekleyecek bir öğrenme süreci olmadan stajlarını tamamlıyor. Bu da belirli bir düzeni beraberinde getiriyor. Seçeneksizlik, gençlerin bazılarının mezun olduktan sonra bile ücretsiz şekilde veya yasal sınırların altında ücretlendirme politikalarıyla çalışma hayatına uzun süre stajyer olarak devam etmelerine neden olabiliyor.
Esnek Çalışma Saatleri & Uzaktan Çalışma
Esnek çalışma, şirketlerin çalışanlarına sağladığı bir ayrıcalık olarak pandemi sonrasında çok sık duymaya ve konuşmaya başladığımız kavramlardan biri olsa da ülkemizde çok daha uzun süredir gösterdiği varlığını, günümüzde de aynı şekilde göstermeye devam ediyor. İş ilanlarında sık sık gördüğümüz “esnek çalışma saatlerine uyum gösterebilecek” ifadesi, esnek çalışmanın küresel tanımı ile karşılaştırıldığında belki de çalışan deneyiminin coğrafi kaderini en iyi şekilde açıklayan ifade.
Esnek çalışma gençlerin ortak kaderi için bir çıkış yolu olabilir. Belirli çalışma saatleri ile sınırlandırılmayan imkanlar, gençlerin okurken verimli deneyimler elde etmelerine olanak sağlayabilir. Uzaktan çalışma modeli ise gençlerin, iş fırsatlarının peşinde İstanbul gibi, belirli bir gelir seviyesinin altında yaşamanın zorlu koşullar getirdiği şehirlere yönelmesinin önüne geçebilir.
Bunları zaten bildiğimiz için, bu yazıyı, üstteki paragrafın devamını getirerek bir sonuca bağlamaya gerek olmadığını düşünüyorum.
Gençlerin hepsinin aynı kaderi paylaştığını söyleyemeyiz. Bu coğrafyadan, gençlere gelişim fırsatları ve iş imkanlarına erişim sağlayabilecekleri sayısız proje ve girişim çıktığını da inkar edemeyiz. Ama belki, umut olma sorumluluğunu gençlerin omuzlarına bindirmeden önce sorumluluğu üstlenip, onlara sunduğumuz ancak yalnızca belirli bir kesime ulaşan olanakları tabana doğru genişleterek onlar için umut yaratabiliriz.
Selen İyicil
Content & Account Manager
Kaynak
“Experience inflation” kavramı: https://entrepreneurquarterly.com/how-experience-inflation-is-killing-our-talent-pool-and-what-you-can-do-about-it/
Dünya Gazetesi makalesi: https://www.dunya.com/ekonomi/genclerin-yuzde-93u-dusuk-ucretlere-sessiz-kaliyor-haberi-693590
Gelsin hayat bildiği gibi dedikçe Allah ne verdiyse üzerimize gelmeyi tercih eden bir hayatla karşı karşıyayız. Bu romantik, hümanist ve merhametli minnoş kalplerimiz için bu hayat bazen çok belirsiz, çok zor, çok yorucu. Her şeyden çok çok çok… Siz anla
Her insan bu dünyada neden bulunduğu sorusunun cevabını yıllardır arıyor, keşfetmeye çalışıyor. “İnsanın Anlam Arayışı” kitabını okurken denk geldiğim şu cümle, hayatın her alanında anlamlı olanın ne olduğuna karar vermemiz gerektiğine ve bunu seçme yete
Gençleri işgücüne katabilmenin ve hatta kendi kurumumuza kazandırabilmenin ne kadar kritik olduğunu her fırsatta konuşuyoruz. Evet, çünkü gençlerin ülkenin geleceği, umut ışığı olduğunu biliyoruz. Peki, gençler bu sorumluluğa hazır mı?
Dijitalleşme yarattığı olanca heyecan ve kaygıyla epeydir hayatımızın orta yerinde duruyor. Dijital dönüşüm, konforlu bir iş akışı ve uzaktan çalışma gibi çok sayıda fayda sunarken, çalışanların esenliğini, iş tatminini ve üretkenliğini etkileyebilecek ki
Konumuz son günlerde popülerliği git gide artan, kullanım alanı oldukça geniş olan ve hepimizin mutlaka bir yerde karşısına çıkan ChatGPT.
Geçen günlerde analitik psikolojinin kurucularından Carl Gustav Jung’un insanların psikolojik özelliklerinin kurdukları ilişki şekillerine yön vermesiyle ilgili fikirlerini okudum. Bu fikirleri okuyup etkilendikten sonra bir an içimden dünyanın en düz yor
Suadiye Mahallesi Bağdat Caddesi
No:399/B K:1 D:1
Kadıköy/İstanbul
Formu doldurarak veya
hello@4c1h.com email adresi ile bize ulaşabilirsiniz.