Bisiklete binmeyi öğrendiğiniz anı hatırlıyor musunuz?
Ben hatırlıyorum ve pek çok kişinin bana ait bu anı ile ilişki kurabileceğine inanıyorum.
Evimizin yakınlarındaki güvenli bir alandaydık. Öncesine dair neredeyse hiçbir detayı hatırlamıyorum fakat ilk defa iki tekerlekli bisiklete bindiğimde babamın önce bir süre dengemi kaybetmemem için selenin arkasından tutup bisikletimle birlikte koştuğunu, bana önüme bakmamı söylediğini ve tekrar yanıma baktığımda artık orada olmadığını fark ettiğim o anı çok net hatırlıyorum. Hatırladığım anın bu olmasının sebebi ise, annemle babamın beni bu deneyime uzun bir süre hazırlamış olmasıydı.
Bu hazırlık ilk bisikletimi alırken başlamıştı. Pek çok ebeveyn gibi, onlar da benim için yanlarında çıkarılabilir destek tekerlekleri olan bir bisiklet tercih etmişti. Biraz zaman geçtikten sonra babam yan tekerleklerden birini hafif yukarı doğru eğmişti ve bu sayede yavaş yavaş bisikletin üzerinde dengemi kurmayı öğrenmiştim. Aslında bana sadece bisiklete binmeyi öğretmemiş, bu deneyimi güvenli kılacak önlemler alarak hep güzel hislerle hatırlayacağım anılardan birini sunmuşlardı. Eğer bu önlemler alınmamış olsaydı, babam seleyi bıraktığı anda çok büyük ihtimalle kendimi yerde bulurdum ve o güne dair hatırlayacağım tek şey hissettiğim acı ve dizlerimdeki yaralar olurdu.
Bütün hayatımız tıpkı bunun gibi iyi ve kötü anılarla dolu, bir dizi deneyimden oluşuyor.
Günümüzde, yetişkin veya çocuk olmamız fark etmeksizin deneyimlerin pek çoğunun bizim için önceden tasarlandığını söylemek yanlış olmaz. Hizmet tasarımı, kullanıcı ve müşteri deneyimi tasarımı gibi tasarım disiplinlerinin ilgilendiği konu basit haliyle budur. Tasarımcılar, ilgilendikleri alana göre, tıpkı bir ebeveyn gibi davranarak deneyimin öznesinin istenen sonuca varması için tüm yolcuğu en pürüzsüz şekilde tasarlar, bu yolculuktaki engelleri tespit eder ve sorunları çözerler.
Çalışan deneyimi de iş yapış süreçlerini iyileştirmek veya çalışanların motivasyonunu korumak gibi pek çok farklı amaçla, aynı bu şekilde tasarlanabilir. Çalışanın, markayla tanışma anında başlayan yolculuğu, adaylık, işe alım ve oryantasyon gibi adımlarla devam eder. İşe uyumu tamamlanan çalışan, şirkette çalıştığı süre boyunca da sayısız adım ve temas noktasından geçer ve bu yolculuk bazen çalışanın kurumdan ayrılmasından sonrasına kadar uzanır.
Deneyim tabii ki yalnızca temas noktalarından ibaret değildir; deneyim, çalışanların bu noktaların her birinde yaşadıkları olaylarla etkileşimleri ve bu olaylara dair gözlemleri sonucunda geliştirdikleri hisler ve fikirler ile şekillenir. Bu noktada, kurum kimliğinin bir parçası olan işveren markası, paylaşılan değerler ve ortak amaç, çalışma arkadaşlarımızla ilişki kurma biçimimiz ve rutinlerimiz gibi birçok faktörü kapsayan kurum kültürünün çalışan deneyimi üzerindeki etkisi oldukça büyüktür.
Peki deneyimleri, bu olayların tüm detaylarıyla mı hatırlarız?
Müşteri deneyiminde “moments of truth” (gerçekle yüzleşme anları) ifadesi, müşterinin marka hakkında bir fikir geliştirmesine sebep olan özel olayları tanımlar. Bu ifadenin çalışan deneyimindeki karşılığı ise “moments that matter” yani önem taşıyan anlardır. Bu anlar, kişinin duygularına, zihninde kalıcı bir yer edinecek kadar dokunur ve sonucunda kurum hakkında geliştirdiği algı üzerinde güçlü bir etki bırakır. Tam olarak bu nedenle, çalışanlar için özellikle önem taşıyabilecek anları tespit etmek ve bu anlar içinde olumlu hisleri içeri davet edecek küçük pencereler açmak, çalışan deneyimi üzerinde kritik bir yol oynar. Çalışanların kalbine açılan bu pencereleri keşfetmek içinse, bir saniyeliğine “çalışan” kavramından sıyrılıp insanın özüne dönmek yeterli olabilir.
Böyle anlar aracılığıyla, çalışanlarınızla anlamlı bağlantılar kurmak ister misiniz? Destek tekerlekleriniz olmak için biz hazırız.
Selen İyicil
Content & Account Manager
Güven, bir organizasyonun başarılı olması için temel unsurlardan biri. Çalışanların daha bağlı, daha üretken ve daha mutlu olmasını sağlıyor. Ama şöyle bir şey var: Güven inşa etmek için herkese uyan tek bir tarif yok. Her liderin kendi "gizli sosunu" bul
Yeni bir yıla “merhaba” dedik. Geçtiğimiz yıl başarılar, dersler ve mücadeleler ile dolu bir yıldı. Şimdi ise yeni başlangıçlar yapma zamanı.
Bu yıl, tüm şirketlerin kalbi sayılabilecek İnsan Kaynakları’nda işin İ’sine çift dikiş atma ve K’yi yeniden tanımlama vaktidir!
2024 sizler için nasıl geçti bilmem ama bana çok iyi geldi, özellikle son çeyrek! Öncelikle kendisine ve buraya gelmemi sağlayan kişilere teşekkür ederek, 2025 yılına dair bir manifesto yazmak istedim.
Yoğun toplantılar, teslim tarihleri ve masa başı rutinleri derken iş hayatının temposu bazen enerjinizi tüketebilir. Neyse ki, doğru ilham kaynağıyla motivasyonunuzu yeniden kazanmak mümkün! Beyaz yakalı çalışanların kariyerlerinde ve kişisel gelişim yolc
Bir düşünün, sosyal medyada şu "mutlu cuma" paylaşımları var ya; toplantıdan sonra bir grup çalışanın kahkahası ya da ofis bahçesinde bir kahve molası... Bu tür paylaşımlar, markanızın reklam kampanyalarından çok daha etkili olabiliyor. Çünkü insanlar, di
Suadiye Mahallesi Bağdat Caddesi
No:399/B K:1 D:1
Kadıköy/İstanbul
Formu doldurarak veya
hello@4c1h.com email adresi ile bize ulaşabilirsiniz.