Eylül ayı ile birlikte yeni hedeflerden, planlardan bahsediyoruz.
Tatilleri bitiren, görece dinlenen bedenlerimiz ve ruh hallerimizi yanımıza alıyor, yeni bir dönem için ‘Hazırız!’ mesajları veriyoruz.
Veriyoruz vermesine de bu yeni dönemin getireceği her şeye gerçekten hazır mıyız?
Sağlıklı yaşam, at yanına bir tik.
Daha çok kitap okuma / film izleme ve benzeri aktiviteler, at yanına bir tik.
Kariyer hedefleri, performans iyileştirme çalışmaları, at yanına bir tik.
Peki neden bu yapılacaklar listemiz hep iyi, güzel, iç açan maddeler ile dolu?
Yeni dönem dediğimiz şeyin sadece olumlu adımlardan oluşacağını bize kim söylüyor?
Hiç kimse.
Hayatın hangi dönemini her zaman iyilikler, güzellikler, başarılar, istikrar ve daimi mutlulukla dolu geçirdik?
Hiçbir zaman.
O halde belki yılın bu son çeyreğine girerken, biraz daha gerçekçi olup yapılacaklar listemizi hayatın doğal ritmine mi soksak?
Bir heves yaptığımız yapılacaklar listesine görmeyi reddettiğimiz ama illa ki olacak olan birkaç negatifliği de yazsak mı artık?
Örneğin,
Belirsizlik bastığında gelen duygu ile mücadele etmek yerine bu seferlik kabul edip sakince geçmesini beklemek, at yanına bir tik.
Başarısızlık geldiğinde, kabul et, at yanına bir tik.
İki gün yeşil sulu detokslar yap, üçüncü gün yeniden kafein bağımlısı ol, çünkü neden olmayalım, at yanına bir tik.
İşte böyle, daha gerçekçi olmadı mı?
Çünkü ne yaparsak yapalım bazen olmayacak. Hatta Kafa atasözüne göre: ‘Bazen olmaz ama o kadar güzel olmaz ki ulan ancak bu kadar güzel olmayabilirdi dersin.’
Ezeli Mağlup, manevi ilerleme için başarısızlık elzemdir der.
Mükemmelse, kusurlunun ta kendisidir.
Evet bazen sağlıklı yaşamın şirazesini kaçırabiliriz.
Kariyer yolları bizi hiç ummadığımız yerlere götürebilir.
Peş peşe olmadığını gösteren sinyaller alabiliriz.
Ekim itibarıyla bir şeyi farklı yapmaya istekliysek belki tam da buradan başlayabiliriz.
Bazen, bazı şeyler olmayacak. Olan da belki de bizi mutlu etmeyecek.
Olmayanı yanımıza alıp yola devam ederken kendi başarı hikayemizi en güzel şekilde yazabilmemizi dilerim.
Çünkü en güzeli, kusurlunun içinde kusursuz kalabilmek.
Merve Biçer Arasıl
Partner – Çalışan Deneyimi Direktörü
Yaratıcılık inovasyon, problem çözme ve kendini ifade gücü için gereklidir. En parlak zihinler bile yaratıcı engellerle karşılaşabilir.
Otokontrol; kişilerin kendi davranışlarını, düşüncelerini ve duygularını yönetebilme yetisine denir. Hem özel hayatımızda hem de iş yaşamında başarılı olmak için bilinçli bir şekilde geliştirilmesi gereken becerilerden biridir.
“Acemi zihni” anlamına gelen Shoshin, bir konuya bilgi ve deneyimle ilişkili ön yargılar, kabuller ve alışkanlıklardan sıyrılarak, ilk defa görüyormuş gibi yaklaşmayı ifade eder.
Boston Consulting Group’un Haziran 2024 tarihli raporuna göre, dünyadaki çalışanların nerdeyse yarısı kariyerlerinin bir döneminde tükenmişlikle karşılaşmış. Çalışanları büyük oranda bu durumdan koruyan ise kapsayıcılık. Şirketinde değer gören, saygı duyu
Yirminci yüzyıl sinemasının dev ismi Orson Welles, bugün hala yaratıcılığın ve yeniliğin sembolü olmaya devam ediyor.
İş dünyasında sıkça "doğru iletişim kurmak" gerektiğinden bahsediyoruz. Problemlerimizi doğru anlatmak, daha iyi sunumlar yapmak, fikirlerimizi daha net bir şekilde ifade etmenin yöntemlerini araştırıyoruz.
Suadiye Mahallesi Bağdat Caddesi
No:399/B K:1 D:1
Kadıköy/İstanbul
Formu doldurarak veya
hello@4c1h.com email adresi ile bize ulaşabilirsiniz.