Haftalık 4 Gün Çalışma: İş Yeri Devriminin Bir Sonraki Aşaması mı?
Pandeminin getirdiği koşullarla birlikte, yağmur çamur demeden sabahın erken saatlerinde ne giyeceğim telaşıyla uyanıp yola koyulduğumuz o günlerden toplantılarda görünmeyen pijamalarımızla çalıştığımız günlere geldik…
Hepimizin deneyimlediği gibi, bu durum sadece kıyafet telaşımızı değil çalışma yerlerimizi ve saatlerimizi de değiştirdi. Son 3 yılın bize öğrettiği şeylerden biri de, popüler inanışın aksine, birçok şirket çalışanının geleneksel çalışma saatleri kısıtlamalarının dışında daha üretken olabileceğiydi. Kaos hala hayatımızdayken, bu esneklik ve iş dengesini sağlamak çalışanları motive eden bir anahtar olurken, yeni gelen çalışma modelleri de adeta geleneksel normlara meydan okuyor.
Peki 4 günlük çalışma gerçekten mümkün mü?
Evet, belki de haftada 4 gün çalışma fikri hepimiz için inanması güç olabilir. Kanunen çalışma saatlerinin 4 günde tamamlandığı bu yeni iş düzeninin popülerliği gitgide artmakta. Bu uygulamayı dünyada bazı şirketler şimdiden hayata geçirmeye başladı bile. Geçtiğimiz günlerde, Belçika 4 günlük mesaiyi kabul edenler arasına katılmıştı. Panasonic gibi birçok şirket de çalışan stresini azaltmak ve işte uygun şekilde iyileşmeyi sağlamak amacıyla bu yeni çalışma modelini denemekte. Görünen o ki, sadece geleneksel 8’den 5’e ofis içi çalışma modelinden uzaklaşmakla kalmıyor, aynı zamanda 4 günlük bir çalışma modelini odağa alan fikirler hayat bulmaya başlıyor.
Acaba bu yeni bir iş yeri devrimi mi?
Bu 4 günlük çalışma sistemi ne kadar uzun soluklu olur bilinmez ama tek bilinen günümüzde tükenmişlik ve çalışan memnuniyetsizliğinin artış göstermesi. Artık işverenlerin bu yeni işgücü uygulamalarına ve çalışan duygularına yakından bakıp hangi çalışma modelinin işe yarayıp yaramadığını değerlendirecekleri de bir gerçek.
Kutunun dışına çıkıp düşünmek istediğimizde yeni çalışma modellerinin ek faydalarını değerlendirmenin zararı olmayacaktır muhtemelen. Eğer zaman kutunun dışına çıkmaya geldiyse bu bir devrimin de başlangıcı mı? En önemli soru aslında şu: Biz hazır mıyız?
Siz de yeni çalışma modellerine adapte olma konusunda bilgi ve destek almak isterseniz bize hello@4c1h.com’a mail atarak ulaşabilirsiniz.
Pelin Teksin
Content & Account Manager
İş dünyasında sıkça "doğru iletişim kurmak" gerektiğinden bahsediyoruz. Problemlerimizi doğru anlatmak, daha iyi sunumlar yapmak, fikirlerimizi daha net bir şekilde ifade etmenin yöntemlerini araştırıyoruz.
Öncelikle İK’nın organizasyondaki yerini iyi anlamak ve anlatmak gerekiyor. Yetenek kazanımından, organizasyonel kültüre stratejik İK fonksiyonlarının öneminin kavranması çok kritik.
Bir animasyon filmi fanı olarak, geçen gün ikincisi vizyona giren "Ters Yüz" filmini izlerken filmin ana karakteri Riley'nin duygularıyla mücadelesine tanık oldum.
Sanatsal faaliyetlerde bulunmanın genel iş performansı üzerinde önemli bir etkisi olduğuna dair pek çok bilimsel çalışma var. Sanat, birçok biçimiyle, yaratıcılığı artırmak, stresi azaltmak ve bilişsel işlevi geliştirmek için güçlü bir araç ve tüm bunlar
Günümüzde, bilgisayarlar ve akıllı telefonlara son derece bağımlı bir yaşam sürüyoruz. Bunun bir sonucu olarak, dikkat süremiz de her geçen gün azalıyor. Bu durum, iş yerinde odaklanma ve performansı da doğrudan etkiliyor.
Gen Z ya da Z kuşağı; günümüzde markaların hem potansiyel müşteri hem de potansiyel çalışan olarak gözbebekleri diyebiliriz. Ancak değişim ve dönüşümün öncüsü bu kuşağı elde tutmak o kadar da kolay değil.
Suadiye Mahallesi Bağdat Caddesi
No:399/B K:1 D:1
Kadıköy/İstanbul
Formu doldurarak veya
hello@4c1h.com email adresi ile bize ulaşabilirsiniz.