10 seneye yaklaşan profesyonel iş hayatımın bir döneminde dijital reklam ve pazarlama iletişimi ile ilgilendikten sonra uzun zamandır çalışan deneyiminin niş ve gelecek vaat eden kollarındayım.
“Kollarındayım” demeyi tercih ediyorum çünkü bu alanda deneyim kazandıkça fark ettim ki çalışan deneyimi benim için sadece 09.00 – 18.00 hayatımda olan bir disiplin değil. Çalışan deneyimi, görmeyi bilen gözler için hayatın her alanında olan bir kavram.
Eğer siz de bir çalışan deneyimi profesyoneliyseniz, sahip olduğunuz uzmanlıkların iş dışındaki günlük hayatın pratiklerinde, siz farkında bile olmadan, ne kadar işinize yarayabileceğini düşündünüz mü?
Çalışan deneyimi için akademik anlamda birçok farklı kaynaktan tanım bulsak da en temelinde şu var: Kişinin bir şirketin ilanını gördüğü, hatta çok daha öncesinde o şirket ile ilgili kafasında bir imaj kurduğu o ilk andan, içeri bir çalışan olarak girdiği ve bir gün ayrılmaya kadar giden hikayesinde yaşadığı deneyimin tümüne çalışan deneyimi diyoruz.
Profesyonel anlamda hepimiz bir şirket / organizasyon / dernek çatısında görevlerimizi yerine getiriyoruz. Özel hayatlarımızda ise bir şirket çatısında olmasak da yine bir topluluk çatısındayız, bu ister ailemiz ister arkadaş çevremiz ister apartman hayatımız olsun. Ve yine ister özel ister profesyonel olsun, bulunduğumuz her yerde fikir, hareket, enerji üretiyoruz. Her yerde bir “üreten”iz ve bir “deneyim” yaşıyoruz.
O zaman çalışan deneyimi hakkında bildiklerimizi neden özel hayatımıza entegre etmeyelim?
Bu soruya “Evet ya neden etmeyelim ki?” diye yanıt verdiğinizde siz de artık çalışan deneyiminin kollarındasınız, hoş geldiniz!
Bu şekilde havada kaldıysa gelin biraz örneğimizin ayaklarını yere bastıralım ve günlük hayattan farklı örnekler verelim.
Diyelim ki evinize ilk kez misafir olarak gelecek kişiler var ve kendileri ile henüz o kadar da samimiz değilsiniz. Panik yok! Hemen “onboarding” hakkında bildiklerinizi çekmeceden çıkartın ve sofrayı kurmaya başlayın. İşte adımlar!
Önce güzel bir karşılama, ardından iyi hissettirecek ufak bir kahve sohbeti ve ardından evde nerede sigara içebilir, en rahat hangi koltukta oturabilir, tuvalete açılan kapı nerededir gibi ilk etapta ihtiyaçlarına yanıt verecek yerlerin gösterimi, şarja ihtiyaçları varsa teknik ekipman desteği ve ardından sofraya geçiş. Aranız ısındıkça ve misafiriniz de ortama alıştıkça da ara ara “1 to 1” şeklinde ele alabileceğiniz “Bir şeye ihtiyacın var mı, nasıl gidiyor?” sohbetleri ekleyin. Siz mutfağa gittikçe de misafiriniz ile ilgilenecek ailenizden bir kişiyi de “buddy” olarak atarsanız değmeyin keyfinize. Gecenin sonunda mutlu bir misafir, kaynaşmış ve yüzleri gülen insanlar. Yaşasın onboarding!
Diyelim ki postanede, alışverişte, restoranda ya da çok prosedürlü bir süreçtesiniz. Yaptırmanız gereken işler var ve bir şekilde karşınızdaki o kurumun yetkilisi ile sorununuzu çözemiyorsunuz. Panik yok! Hemen “lider iletişimi” ile ilgili bildiklerimizi çantanızdan çıkartın! Unutmayın ki karşınızda sorun yaşadığınız kişi de bir kurumun çalışanı. Sizden bağımsız bir sorunu olabilir ve bu işine yansıyabilir. Her zaman insanı odağa almaktan ve kırılgan liderlik iletişiminden bahsediyorsak, neden kendisine de bu şekilde yaklaşmıyorsunuz? Onu anladığınızı, mevcut şartlarında zorlandığını gördüğünüzü, sizin de kendisine yardımcı olmak için istekli olduğunuzu söyleyin, gerginlik yerine “iletişim” kurun ve sürecin çözülmesini bekleyin. Emin olun işe yarayacak! Yaşasın liderlik yetkinlikleri!
Diyelim ki arkadaş grubunuzda bazı sıkıntılar var, arkadaşlarınız birbirini yanlış anlıyor ya da eski günlerdeki o ruhunuz kaybolmaya başladı. Panik yok! Hemen ekip motivasyonu, takım ruhu için planladığınız projelerin kurulum aşamalarını dosyalarınızın arasından çıkartın! Bazen problem konuşulan problem olmayabilir, sorun daha derinlerde, bambaşka bir yerde olabilir ki siz bunu zaten çok iyi biliyorsunuz! Şimdi bildiklerinizi uygulama zamanı! Yaşasın takım yönetimi incelikleri!
Örneklerimizi daha sayfalarca uzatabiliriz. Aday deneyimi, liderlik, sürdürülebilir iletişimler, katılım-çeşitlilik, yan haklar, organizasyon planlaması ve daha nice çalışan deneyimi yetkinlikleriniz günlük hayatta insana dair karşılaştığınız her problemde başucu rehberiniz olarak yanı başınızda.
Uzmanlığınızın keyfini çıkartın, çalışan deneyimi gözlüklerinizin kıymetini bilin ve mesleğinizle aşk yaşayın!
Merve Biçer Arasıl / Partner & Çalışan Deneyimi Direktörü
Belirsizliğin giderek arttığı dönemlerde çalışanların motivasyonunu yüksek tutmak, şirketlerin güçlü kalabilmesi için olmazsa olmaz.
Günümüzde teknoloji hızla ilerliyor, yapay zekâ ve otomasyon neredeyse her işin bir parçası haline geldi. Artık pek çok işimizi bu teknolojik yardımcılarla daha hızlı ve verimli yapabiliyoruz. Ama ne olursa olsun, iş hayatının merkezinde hala insana özgü
Gün içinde kendimizi akışa kaptırıyoruz. Uzayıp giden yapılacaklar listesi, bitmek bilmeyen toplantılar ve yetişmesi gereken işler arasında kendimizi bir döngüye sıkışmış gibi hissetmek oldukça normal.
İK ekipleri, iki farklı kuşağın arasında kalmış durumda, adeta bir köprü kurma sanatıyla uğraşıyor. Bir tarafta detaylı raporlar ve düzenli toplantılar bekleyenler, diğer tarafta kamerası kapalı toplantıya katılanlar…
Hikaye anlatıcılığı, insanlarla güçlü bir iletişim ve bağlantı kurmanın etkili yöntemlerinden biri. Aynı zamanda, her beceri gibi, yeterli ilgi ve çalışmayla geliştirilebilen bir beceri.
Yapay zeka, İnsan Kaynakları süreçlerine ciddi bir derecede entegre olmuş durumda. “GenAI One Year Later” başlıklı Gartner Webinar’ında Eser Rızaoğlu’nun aktardığına göre, 2022 yılında İK fonksiyonlarının %52'si GenAI’ı keşif aşamasındayken, bugün %49'u b
Suadiye Mahallesi Bağdat Caddesi
No:399/B K:1 D:1
Kadıköy/İstanbul
Formu doldurarak veya
hello@4c1h.com email adresi ile bize ulaşabilirsiniz.