L'Oreal'in CEO’su Nicolas Hieronimus geçtiğimiz ay gerçekleşen Dünya Ekonomik Forumu’nda uzaktan çalışmayla ilgili pek güzel şeyler söylemedi.1 Hieronimus, uzaktan çalışanların büyük kısmının işlerine bağlılığı, tutku ve yaratıcılıklarını kaybettiğini söyledi.
Bunda biraz bir haklılık payı var elbette.
Pandemi beyaz yakalı çalışanları zorunlu olarak evden çalışmaya itti. Ofis ortamından, çalışma arkadaşlarımızla aynı odada toplantı yapabilmekten, yemekhane sohbetlerinden mahrum kaldık, tüm gün bilgisayar ekranına hapsolduk. İçimize kapandıkça, sosyal olarak bir araya gelemedikçe bağlılığın düşmesi, aidiyet duygusunun zayıflaması normal. Bununla beraber araştırmalar zorunlu olarak ofise döndürülen çalışanların istifa ettiğini ya da istifa etme eğiliminde olduğunu gösteriyor. Ayrıca yine araştırmalar ağır iş yükünün, fazla stresin yaratıcılığı engellediğini söylüyor.
Peki çözüm nerede?
Çözüm, dengeyi iyi tutturmakta.
Evden çalışmanın avantajlarını tatmış bir kitleyi haftada 3 gün ofise getirirken daha çok “bir arada”lığın gücünden yararlanmak, kurum kültürünü bu anlamda beslemek gerekir.
Ve elbette FOMO’dan (Fear of Missing Out) faydalanmak da çözümün önemli adımlarından.
Peki bunun için neler yapabiliriz?
Tabii büyük ve kalabalık şehirlerde trafiği haftada yalnızca 2 gün çekmek de cabası😊
Gözlemlerimiz bize şu sıralar birçok şirketin hibrite çoktan adapte olduğunu fakat bağlılık ve kültür noktasında sancı yaşadığını gösteriyor.
Çözüm olarak yukarıda sunduğumuz noktalar ile ilgili soru işaretleriniz olursa her zaman bize yazabilirsiniz!
Aslı İlmez Yılmaz
Partner - İş Geliştirme & Müşteri İlişkileri Direktörü
İş dünyasında sıkça "doğru iletişim kurmak" gerektiğinden bahsediyoruz. Problemlerimizi doğru anlatmak, daha iyi sunumlar yapmak, fikirlerimizi daha net bir şekilde ifade etmenin yöntemlerini araştırıyoruz.
Öncelikle İK’nın organizasyondaki yerini iyi anlamak ve anlatmak gerekiyor. Yetenek kazanımından, organizasyonel kültüre stratejik İK fonksiyonlarının öneminin kavranması çok kritik.
Bir animasyon filmi fanı olarak, geçen gün ikincisi vizyona giren "Ters Yüz" filmini izlerken filmin ana karakteri Riley'nin duygularıyla mücadelesine tanık oldum.
Sanatsal faaliyetlerde bulunmanın genel iş performansı üzerinde önemli bir etkisi olduğuna dair pek çok bilimsel çalışma var. Sanat, birçok biçimiyle, yaratıcılığı artırmak, stresi azaltmak ve bilişsel işlevi geliştirmek için güçlü bir araç ve tüm bunlar
Günümüzde, bilgisayarlar ve akıllı telefonlara son derece bağımlı bir yaşam sürüyoruz. Bunun bir sonucu olarak, dikkat süremiz de her geçen gün azalıyor. Bu durum, iş yerinde odaklanma ve performansı da doğrudan etkiliyor.
Gen Z ya da Z kuşağı; günümüzde markaların hem potansiyel müşteri hem de potansiyel çalışan olarak gözbebekleri diyebiliriz. Ancak değişim ve dönüşümün öncüsü bu kuşağı elde tutmak o kadar da kolay değil.
Suadiye Mahallesi Bağdat Caddesi
No:399/B K:1 D:1
Kadıköy/İstanbul
Formu doldurarak veya
hello@4c1h.com email adresi ile bize ulaşabilirsiniz.