Her yazımızda mutlaka değiniyoruz ve biliyoruz ki artık hepimiz ezberledik: 2020 çok zor geçti. Ama zorlanmadıkça ilerleme kaydedilemez ya, bunu da bu sayede en iyi şekilde öğrendik. 2020’nin getirdiklerini ve bize öğrettiklerini geçmiş yazılarımızda bolca inceledik. 2021 stratejilerini besleyen de elbette geçen yılın getirileri…
Şimdi 10 maddelik 2021 trendlerine değinelim ve işin geleceğine kapımızı aralayalım!
Ofislerin şirket kültüründe önemli bir rol oynadığı günler artık biraz uzağımızda. Verimliliğin çalışma masamızda kalma süremizle eş değer olması fikri de öyle… Artık liderler, çalışanların her şartta üretken olabileceğini anlamış durumda. Uzaktan çalışmak bir kültür olarak oturduğunda ise artık ofislere dönülmesini kesin olarak beklemek doğru olmayacak. Çalışanlara rahat ettikleri ortamları seçme özgürlüğü sunmak, onlara özerklik sağlamak ve güven duymak şirkete bağlılığın da yolunu açacak.
2020'de, dünya çapında ırkçılık karşıtı gösteriler, eşitlik değerlerini de besledi. 2021'de ise kişinin yaşına, cinsiyetine, ırkına, geçmişine veya dinine bakılmaksızın iş gücü yaratılması artık bir trend olmanın da ötesinde. Liderler arasında çeşitlilik eksikliği ortaya çıktığında ise çalışanlarda güvensizlik sorunu ortaya çıkmakta.
Verimlilik, iş hayatının olmazsa olmazı fakat bunu ölçme biçiminde yeniliğe gidilmesi gerekiyor. Rakip şirketlerin ne yaptığından bağımsız olarak her şirket kendini değerlendirmeli, çalışmayan süreçleri ve kangren olmuş süreçleri ayıklamalı, kriz anlarında kullanmak için yeni uygulamalar yaratmalı. Tüm bu sayılanlar yepyeni birer performans inceleme stratejisi veya İnsan Kaynakları teknolojisi oluşturmak anlamına geliyorsa da uygulamaya geçilmeli.
Çalışanların bir kurumdan beklentisi artık “anlam”. İnsanların değerlerine uyum sağlayan, çalışan deneyimini ön plana alan şirketler için çalışma motivasyonu her zaman daha yüksek. Bu yıl, İnsan Kaynakları, çalışan değerlerini şirketin nihai amacına bağlamasına konusunda önemli roller üstlenmeli. Yöneticilerin, çalışanları ile anlam odaklı görüşmeler yapabilmesi için eğitimler alması, topluma duyarlı işlerin koordinasyonunun sağlanması, çalışanların şirketine etkisi olduğunu hissetmemesini sağlayan klasik hiyerarşi sisteminin değiştirilmesi gibi birçok uygulama ise tüm bu rollere birer örnek.
Koronavirüs pandemisi herkese tek bir şey öğretmiş olsa o da her şeye hazırlıklı olmaktır galiba… Elbette öngörülemez şeyler hayatın içinde ama bu bir kriz planı oluşturmaya engel değil.
Gartner, yakın tarihli bir raporunda "Krizler, organizasyonel karmaşaya, kültüre ve değerlere katkıda bulunuyor" diye belirtti. İster bir salgın ister doğal bir afet, isterse kurum için tehdit oluşturan başka bir şey olsun, bir kriz müdahale planı oluşturmalı ve beklenmedik durumlara hazırlıklı olunmalı. Çünkü günün sonunda çalışanlar kendilerini güvende hissetmiyor veya desteklenmiyorsa, motivasyonlarının düşmesi işten bile değil.
İkisi de aynı yerde olduğunda iş ve özel hayatı ayırmak zor. Bir de çalışma saatleri akşamlara ve hafta sonlarına doğru süzülmeye başladığında, çalışanlar kendilerini tükenmişlik köyüne doğru direksiyon sallarken buldu.
American Psychological Association anketine katılanların %78’i, pandeminin önemli bir stres kaynağı olduğunu söyledi. Yapabileceğinden fazla çalışan bir kişinin hata payının yükselmesi, daha stresli, depresif olması ve nihayetinde istifası kaçınılmaz olabilir. Yani tükenmişlik sendromu kurumlar için önemli sonuçlar doğurabilir.
Bu yıl İnsan Kaynakları liderleri, yöneticileri tükenmişlik belirtilerini sezmeleri için eğiterek tükenmişliği azaltmak için proaktif bir yaklaşım benimsemeli; çalışanları ise iş yükünden biraz uzaklaştırıp zihinsel sağlığını ön plana almaya teşvik etmeli.
Çoğu iş artık dijital olarak yapıldığından, doğru verileri toplamak her zamankinden daha kolay. İnsan Kaynakları liderleri, çalışanlar, onların çalışma biçimleri ve işleri hakkında nasıl hissettiği hakkında daha fazla bilgi sahibi olarak, çalışanların ihtiyaçlarını daha iyi belirleyebilir ve yüksek yıpranma oranlarının arkasındaki nedeni ortaya çıkarabilir.
Kişi analitiği; bilinçsiz önyargının azaltılmasına, zararlı kalıp davranışların belirlenmesine ve daha kapsayıcı ve eşitlikçi uygulamalar için eksiklerin ortaya çıkarılmasını sağlayarak kapsayıcılık ve çeşitlilik stratejisini oluşturmaya da yardım edebilir.
Beceri açığı krizi, İnsan Kaynakları liderleri için yeni olmasa da Koronavirüs sebebiyle daha da yoğunlaştı. Dijital olarak bir iş gücünü yeniden eğitmekse var olan zorluklara zorluk ekleyebilir. Öğrenme ve gelişim programları, çalışanların sadece kişisel gelişimleri için bir "avantaj" değil, aynı zamanda sürekli değişen bir pazarda işletmenizi öne çıkarmak için de etkili bir strateji.
Ayrıca, iş gücü içindeki insanların gelişimine öncelik veren şirketler, işe alım zamanı geldiğinde en iyi yetenekleri çekecek ve ellerinde tutacaktır.
İşe alım süreçlerindeki duraksamalar ortadan kalktığında ve kurumlar ekiplerini büyütmeye devam ettiğinde, yeni işe alımları şirket kültürüne entegre etmenin etkili yollarına şimdiden odaklanmak gerek. Elbette sanal bir süreçte yeni gelenleri takımla karşılamak, öğle yemeği için bir araya gelmek eskisi kadar kolay olmayacak. Sorunsuz bir sanal işe alım deneyimi oluşturmak, her çalışanın kurumdaki kısa ve uzun vadeli başarısı için çok önemli.
2020'de birçok insan sadece işlerini sürdürebildiği için kendilerini şanslı hissetti ve işverenler de bunun paralelinde işten çıkarmaları önlemek için elinden geleni yaptı. Şimdi, yeni pozisyonlar açılmaya başladıkça ve ekonomik olarak geçen yılın yaraları sarılmaya devam ederken, iş arayanlar da kendi hayat tarzlarına uygun yeni işler peşinde. Ama bu uygunluk artık sadece bordro bazında değil.
İnsan Kaynakları liderleri ise insanların, öğrenme ve gelişim fırsatları, sağlık yan hakları, sağlıklı yaşam programları, esnek çalışma ve takdir dahil olmak üzere her şeyi içine alan bir anlayışla daha fazla ilgilendiğini görecek.
2020’nin zor olduğunu ama bunun birçok pozitif etkiyi yanında getirdiğini hep söylüyoruz. Bu sayede yepyeni ve geliştirilmiş bir çalışma şekline adım atabildik. 2021 planlarını oluştururken de bu İnsan Kaynakları trendleri oldukça işimize yarayacak ve böylece işin geleceğini kucaklayacağız.
‘dan yararlanılmıştır.
Birçok kişinin ve farklı kültürlerin bir arada olduğu çalışma ortamı içinde herkesin aynı şeye inandığı bir ahlak anlayışı yaratabilmek mümkün mü? Evet mümkün! Yazdığımız adımlarla etik bir kültür anlayışı yaratarak…
Uzaktan çalışma disiplini, çalışan deneyimi penceresinde çok yeni bakış açıları kazandırdı. Artık yapılması gerekenler, üzerine düşünülmesi gerekenler çok daha farklı. Bu durumun hem artıları hem eksileri var. Birçok araştırmadan çıkan verileri derledik.
Uzaktan çalışmanın hayatımıza girmesi ile artık bırakmamız gereken alışkanlara bir göz atalım!
Dünya Değerler Günü'nde değerinizi fark edin!
“Az çoktur” yani daha bilinen haliyle “Less is more” tabiri, genellikle mimaride, artık indirgenemeyecek kadar güzel bir şey yaratmak anlamına geliyor. Bu elbette günümüzde bir yaşam tarzı halini aldı ve bu sözden öğreneceğimiz çok şey var!
Uzaktan çalışma kültürü hayatımıza iyice yerleşmişken ve koltuğundan ayrılmaya pek de niyeti yokken, iş dünyasındaki dijital varlığımızı daha görgülü ve saygılı hale getirmek için birkaç ayrıntıyı sizlerle paylaşmak istedik.
Suadiye Mahallesi Bağdat Caddesi
No:399/B K:1 D:1
Kadıköy/İstanbul
You may contact us via hello@4c1h.com
or by filling the form below: