Geçtiğimiz günlerde beni çok etkileyen bir kitap okudum, Seray Şahiner’in Ülker Abla’sı. Hatta Instagram hesabımda da az biraz bahsettim.
Ana karakter Ülker Abla, kocasından şiddet gören ve bir gün canına tak edince evi terk eden bir kadın. Kocasından kaçtığı için kimlik bilgilerini saklayarak kalabileceği bir yer arıyor ama bir derdi daha var, o da parasının olmaması. Çaresini de gördüğü her şiddet sonucu soluğu aldığı hastanelerde bulan Ülker Abla, kimsesizlerin refakatçisi olmaya başlıyor. Bu sayede hem kalacak yeri hem de karnını doyuracak yemeğini bulabiliyor.
Kitabın beni etkileyen kısmı ise her gün bir şekilde gördüğüm ve üzerinde düşünmediğim insanların aslında nasıl değişik, belki ilham verecek belki hüzünlendirecek hikayelere sahip olduklarını fark etmemi sağlaması oldu.
Aslında çalışan deneyimi dediğimiz alan da tam olarak burada saklı.
Her gün gördüğümüz, konuştuğumuz insanların hikayeleri neler?
Görünen ve yansıttıkları kısımlar kadar görünmeyen, aslında yansıtmadıkları kısımlar da var...
Tüm bunları doğru okumak, anlamak, ihtiyaçları doğru analiz etmek, söylenenler kadar söylenmeyenleri de duymak, söylenenlerin altında yatan anlamları bulmak başarılı bir çalışan deneyiminin olmazsa olmazı.
Bunun için odak grup görüşmeleri, analizler, çalışan memnuniyeti anketleri işin profesyonelleri olarak hepimizin cebinde olan konular.
Peki daha fazlası için ne yapabiliriz?
Her gün yeni bir hale bürünen insan ruhunu içgüdüsel olarak daha iyi anlamak, duygusal zekamızı ve yetkinliklerimizi bu yönde geliştirmek, kalp gözümüzü açmak için profesyonel kodların dışında hangi alanlardan destek alabiliriz?
Bunun da yanıtı bence yine kitaplarda gizli.
Montaigne “Ben kitaplarımı değil, kitaplarım beni ortaya çıkarmıştır” demiş. Okuduklarımız, kavradıklarımız kadar dünyayı anlıyoruz biz de. Daha çok okudukça, özellikle insan halleri üzerine kafa yordukça daha kolay görmeye, karşımızdaki insanı daha çok anlamaya, söylediklerini ve söylemediklerini kavramaya başlıyoruz. Bunu bir yabancı dili öğrenmek gibi düşünebilirsiniz. Ne kadar çok kelime öğrenirseniz o kadar rahat cümle kurmaya başlıyorsunuz.
Kitaplar ve insanlar arasındaki ilişkiler de bence böyle. Ne kadar çok okursanız, sahip olduğunuz kelime dağarcığınız, kendinizi ifade etme biçiminiz gelişiyor, siz geliştikçe dünyanın ne kadar uçsuz bucaksız olduğunu, ne kadar farklı insan, karakter, ruh olduğunu görüp insan dediğimiz karmaşık varlığı daha iyi anlamaya başlıyorsunuz.
Kitap okumak ile aranız iyiyse bu söylediklerim size çok yabancı gelmeyecektir fakat belki çalışan deneyimi ile bağını gördükçe kitap sevginiz daha da artacaktır.
Kitap okumak ile aranız iyi değilse yolculuğunuzu daha keyifli hale getirmek ve insan hallerini anlamak için kısa öykü kitapları ile bu sürece başlayabilirsiniz.
Melisa Kesmez, Seray Şahiner, Mahir Ünsal Eriş, Sait Faik Abasıyanık, Stefan Zweig, Şermin Yaşar gibi yazarlar insan halleri üzerine yazan, sizin insana bakış açınızı besleyip zenginleştirecek yazarlardan.
İşe bu isimler ile başlayabilirsiniz, göreceksiniz gerisi çorap söküğü gibi gelecek!
Merve Biçer Arasıl
Partner & Çalışan Deneyimi Direktörü
Bu metinde deneyim sözcüğünün çeşitli karşılıkları üzerinde durarak bilgilerimi tazelemek istiyorum. Tıpkı yeni bir sözcük türetmek için ölü dillere dönerek oradan kök almak gibi, deneyim sözcüğünün çeşitli disiplinlerdeki anlamlarına bakarak yeni fikirle
Felaketi bire bir yaşayanlar oldukça zor bir dönemden geçerken, uzaktan takip eden bizler de ikincil travma sahibi olduk. Hepimiz çalışırken bile haberleri dinliyor, depremzedelerin acılarına ortak olmaya çalışıyoruz. Peki bu süreçte, ikincil travmaya sa
Bu ay okuduğum bir makale* beni kurumsal nezaket kavramını düşünmeye sevk etti. Kurumsal nezaket, bir kurum içerisindeki çalışanların, liderlerin kendi ekip arkadaşlarıyla, müşterileriyle, tedarikçileriyle iletişim kurarken bunu saygı, empati ve nezaket ç
Geçtiğimiz hafta bir müşterimiz ile yaptığımız toplantıda, üzerinde sonradan da epey düşündüğüm bir soru geldi: ‘Bu kadar yüksek enflasyonun, rekabetin olduğu bir ortamda ben değerler iletişimi ile çalışanların gözündeki inandırıcılığımı nasıl sağlarım, o
Bu blogda bugüne kadar pek çok psikolojik ve hatta edebi olguyu çalışan deneyimiyle ilişkilendirdik. Çalışma hayatı doğası gereği birçok farklı alandan öğeleri içinde barındırıyor ve biz de onu bu öğelerle açıklayabiliyor, anlamlı hale getirebiliyoruz. Bu
2022’yi iyisiyle kötüsüyle geride bıraktık. Ülke gündemi bir yana benim için yeniliklerle dolu bir seneydi. Bu yeniliklerden biri de 4C1H ile başlayan yolculuğum oldu. Temposu yüksek, keyifli ve bir o kadar da öğretici bir yıl geçirdim. Peki neler mi öğre
Suadiye Mahallesi Bağdat Caddesi
No:399/B K:1 D:1
Kadıköy/İstanbul
Formu doldurarak veya
hello@4c1h.com email adresi ile bize ulaşabilirsiniz.