Nasılsın?
Bu yeni dönemde, aslında yeni demek bile artık doğru olmayabilir, insanoğlu ne çabuk alışıyor değil mi, olana, düzene… Kendine alan açmayı bir şekilde öğreniyor. Peki, hep başkasına yönelttiğin o soruyu, hiç kendine yöneltiyor musun? Nasılsın?!
İçine ışık tut!
“İyiyim, sen nasılsın?” cevabı otomatik dilinde dönerken, gerçekten nasıl olduğunu sor kendine. Evde vakit nasıl geçiyor, ihtiyaçların neler, nasıl hissediyorsun? Üzülmeye fırsat veriyor musun? Ya da iyi hissettiğinde bu anları çoğaltıyor musun?
Paylaş, ifade bulsun!
İnsan kendini fark edip, kendine alan açtığı ölçüde daha verimli bir hale bürünüyor. Dikkat et! İşte stresli olduğun dönemler uykunu tam alamıyor olabilirsin. Yemekler tatsız, kokular net olmayabilir. İş arkadaşlarınla, çalışanlarınla,açık bir iletişim kurup stresini paylaştığında hem kendine, hem de onlara paylaşım alanı yaratmış oluyorsun. Böylece ifade bulmuş oluyor içindekiler.
Dikkat, burada ben varım!
Araştırmalar da gösteriyor ki, insan odaklı şirketler çok daha verimli ve uzun vadede başarıya doğru ilerliyor. Ekip arkadaşlarının, çalışanlarının kendini iyi hissetmesi, bütünsel ferahlık hissetmesi çok önemli. Bu dönem de yaygınca kullanılan well- being dedikleri terim tam da bu!
Bütün hissetmek üzerine…
Aslında, fiziksel, mental ve tinsel olarak bütün hissetmek için bireysel olarak yapılabilecek çok fazla aktivite var. Meditasyon, nefes terapileri, düzenli spor, hobi edinmek, ya da her ne yapıyorsan yaptığın işe odaklanmak, beden zihin ve nefes farkındalığı bütünlüğe götürecek yollardan biri.
Dışarıda rüzgar güçlüyse?
Çalıştığın yer, evin, ofisin, ekip arkadaşların? Finansal konular? Evet bütün bunlar da bütünsel hissetmende aktif rol oynayabilecek etkenler. Ancak bir düşün! Sen içten güçlü olduktan sonra, nefesin, bedenin, zihnin ile ayakların köklü ve kendin olarak var olduktan sonra bütün dış etkenler dönüşmeye hazır! Belki de içinde bütün hissetikçe, senin onları algılama şeklin dönüşümün kapısını aralayacaktır?
Kabul edelim, baya alıştık!
Artık evde olmaya bir hayli alıştık. Yeni normallerimiz evden çalışmak, online seyahat etmek, online toplantılar, webinarlar, eğitimler olurken doğal olarak sen de dönüşüyorsun. Hızla adapte oluyor, adapte olamadığını düşünürken bile kendini online bir seminerde bulabiliyorsun. Madem öyle ayak diremek yerine sen de sosyalleş! Evet yanlış duymadın. Arkadaşlarını ara, online görüş. Well- being için kendinle olan anların kadar, diğer insanlarla iletişim şeklin de senin için gerekli.
İş çıkışı webinar ısmarlayayım mı?
Dışarıda kahve ısmarlayamadığına göre, çalışanlarına, ekip arkadaşlarına kendilerini farklı sohbetlerin içinde bulabilecekleri webinarlar ısmarlayabilirsin.
Sana öneriler sunacak değişik appleri indirebilirsin. Oradan gelen fikirler seni motive edebilir.
Şurası App köşesi, şurası kitap köşesi, ortada da sevgi olsun!
Farklı sağlık, sanat, kültür içerikleri için FOW.Connect uygulamasına bakabilirsin. İçindeki sağlık, kültür önerileri ve webinarlar ile eğlenceli günler geçirmene katkı sağlayabilir!
İletişim dili farkındalığı için farklı bakış açısı sunan Marshall B. Rosenberg’in “Şiddetsiz İletişim” kitabını okuyabilirsin!
Sevgiyle!
Bir saate sığdırılmaya çalışılan üç saatlik gündemler, birbiriyle kesişmeyen fikirler ve sonunda “bunu sonra tekrar konuşalım” cümlesi... Çoğumuz bu döngüye aşinayız.
Belirsizliğin giderek arttığı dönemlerde çalışanların motivasyonunu yüksek tutmak, şirketlerin güçlü kalabilmesi için olmazsa olmaz.
Günümüzde teknoloji hızla ilerliyor, yapay zekâ ve otomasyon neredeyse her işin bir parçası haline geldi. Artık pek çok işimizi bu teknolojik yardımcılarla daha hızlı ve verimli yapabiliyoruz. Ama ne olursa olsun, iş hayatının merkezinde hala insana özgü
Gün içinde kendimizi akışa kaptırıyoruz. Uzayıp giden yapılacaklar listesi, bitmek bilmeyen toplantılar ve yetişmesi gereken işler arasında kendimizi bir döngüye sıkışmış gibi hissetmek oldukça normal.
İK ekipleri, iki farklı kuşağın arasında kalmış durumda, adeta bir köprü kurma sanatıyla uğraşıyor. Bir tarafta detaylı raporlar ve düzenli toplantılar bekleyenler, diğer tarafta kamerası kapalı toplantıya katılanlar…
Hikaye anlatıcılığı, insanlarla güçlü bir iletişim ve bağlantı kurmanın etkili yöntemlerinden biri. Aynı zamanda, her beceri gibi, yeterli ilgi ve çalışmayla geliştirilebilen bir beceri.
Suadiye Mahallesi Bağdat Caddesi
No:399/B K:1 D:1
Kadıköy/İstanbul
Formu doldurarak veya
hello@4c1h.com email adresi ile bize ulaşabilirsiniz.