Geçtiğimiz günlerde İzmir’den Antalya’ya doğru yoldayken uçuş görevlilerinin yolcularla etkileşimlerini gözlemledim.
Mesleki deformasyonun verdiği etkiyle “Bu da bir çalışan deneyimi!” diyerek benzerlikleri keşfetmeye başladım.
Uçuş görevlilerinin sürekli rehberlik sağlayarak ve empati göstererek, bazen endişeli olabilecek durumları daha rahat hale getirmeleri, yolcuların ihtiyaçlarına cevap vermeleri, çalışma ortamındaki liderlerin de ekip arkadaşları için çaba göstermelerini hatırlattı.
E “onboarding” kavramı o zaman buradan mı geliyor? :)
Görevlileri biraz daha incelemeye devam ettim.
Yolcularla iletişim kurmaları, yardım etmeleri, güvenliklerini sağlamaya çalışmaları gibi birçok önemli rolleri var. Lider - çalışan ilişkisine de baktığımızda bu konuların ne kadar kritik olduğunu hepimiz biliyoruz.
Çalışanların da aynı yolcular gibi ihtiyaçlarını anlamak/dinlemek, onlara destek olmak aynı uçuş şirketinin itibarı gibi şirketin başarısı için çok büyük önem taşıyor.
Güven de aslında bu iki alanın ortak noktalarından biri. Şirketlerin şeffaf olması ve ekipleriyle açık iletişim kurması çalışanların şirkete bağlılığını ve verimliliğini artırır. Aynı şekilde, uçuş görevlilerinin yolculara güven vermesi, uçuş deneyiminin olumlu geçmesini sağlıyor.
Sonuç olarak anlıyoruz ki, çalışan deneyimi kapsamındaki güven, iletişim gibi önemli konular aslında hayatın her alanında karşımıza çıkıyor.
O zaman harekete geçmeye ne dersiniz?
Pelin Teksin
Content & Account Manager
Bir saate sığdırılmaya çalışılan üç saatlik gündemler, birbiriyle kesişmeyen fikirler ve sonunda “bunu sonra tekrar konuşalım” cümlesi... Çoğumuz bu döngüye aşinayız.
Belirsizliğin giderek arttığı dönemlerde çalışanların motivasyonunu yüksek tutmak, şirketlerin güçlü kalabilmesi için olmazsa olmaz.
Günümüzde teknoloji hızla ilerliyor, yapay zekâ ve otomasyon neredeyse her işin bir parçası haline geldi. Artık pek çok işimizi bu teknolojik yardımcılarla daha hızlı ve verimli yapabiliyoruz. Ama ne olursa olsun, iş hayatının merkezinde hala insana özgü
Gün içinde kendimizi akışa kaptırıyoruz. Uzayıp giden yapılacaklar listesi, bitmek bilmeyen toplantılar ve yetişmesi gereken işler arasında kendimizi bir döngüye sıkışmış gibi hissetmek oldukça normal.
İK ekipleri, iki farklı kuşağın arasında kalmış durumda, adeta bir köprü kurma sanatıyla uğraşıyor. Bir tarafta detaylı raporlar ve düzenli toplantılar bekleyenler, diğer tarafta kamerası kapalı toplantıya katılanlar…
Hikaye anlatıcılığı, insanlarla güçlü bir iletişim ve bağlantı kurmanın etkili yöntemlerinden biri. Aynı zamanda, her beceri gibi, yeterli ilgi ve çalışmayla geliştirilebilen bir beceri.
Suadiye Mahallesi Bağdat Caddesi
No:399/B K:1 D:1
Kadıköy/İstanbul
Formu doldurarak veya
hello@4c1h.com email adresi ile bize ulaşabilirsiniz.