Şirketler arasındaki yetenek kapma savaşları, çalışanlara sağlanan maddi imkanlar ve esnek yan hak paketleri merkeze alınınca çok daha ateşli bir hale geliyor. Oysa, unutulmaması gereken en önemli nokta, yetenekleri bu gibi imkanlarla içeri çektikten sonra onları içeride tutmayı da sağlayabilmekte.
Bunu sağlamanın en önemli basamağı ise, kurum değerlerini doğru oturtmaktan ve yaşatabilmekten geçiyor. Kurumun kültürünün, sunulan imkanlarla kol kola ve uyum içinde gidebilmesi çok kritik.
Çalışanlarınıza gerçek imkanlar sunun
Ofis içlerindeki dinlenme alanları ya da kuru temizleme hizmeti gibi imkanlar, çalışanları ne kadar motive ederse etsin, bunların maaş, yan haklar, ofis içi iletişim kültürü, inisiyatif alabilme özgürlüğü gibi konuların yerini tutamayacağını bilmemiz gerekiyor. Sunduğunuz imkanların da kurum kültürü ile el ele gitmesi çok önemli.
Örneğin, şirketinizde, çalışanlarınıza, projelerini zamanında teslim ettikleri sürece, diledikleri zaman diledikleri miktarda izne çıkabilmeleri konusunda serbest olduklarını söyleyen bir İK politikanız var. Ancak, çalışanınız, bunu kullanma konusunda kendini yeterince serbest hissetmiyorsa ya da kullandığı zaman imalı bakışlar ile karşılaşıyorsa, kurum kültürünüz ve sunduğunuz imkanların iş birliği konusunda ciddi sıkıntılar var demektir.
Değerlerinizi posterlerin ötesine taşıyın
Kültürün ve sunulan imkanların uyumlu olmasının yanı sıra, bir yeteneği elde tutmanın en önemli yollarından biri, kurum değerlerinin yaşatılıyor olmasından geçiyor.
Gelin bu konuda iki güzel örneğe birlikte bakalım:
1973 yılında Amerika’da outdoor sporlarına özel malzeme ve ekipman tasarlamak için kurulan Patagonia şirketinin kurucusu Yvon Chouinard, ‘Let my people go surfing’ mottosunu benimsemiş. Bu şirkette çalışanlar, diledikleri zaman sörf yapmak ya da istedikleri bir outdoor aktivitesine katılmak için izin alabiliyor. İşte bu şekilde, markanın var olma sebebinin ruhunu ve felsefesini benimsetmiş oluyorlar.
Bir başka örnek de Pensilvanya Üniversitesi’nden profesör Sigal Barsade tarafından dile getiriliyor. Kurum değerinde ‘şefkat’ olan bir şirketin, çalışanlarının evcil hayvanlarını kaybetmeleri durumunda onlara bir gün izin vermelerinin, en doğru değer iletişimi olduğunu savunuyor. Bu ve benzeri yaklaşımlar, değerleri kağıt üzerinde bırakmadan, yaşanabilir bir kültür haline getiriyor.
Çalışanlarınıza değerli olduklarını hissettirin
Çalışanlarınıza sunduğunuz deneyimin kalitesinin, aslında şirkete bir yatırım olduğu düşüncesi çok yaygın değil. Ancak, her zaman dediğimiz gibi bu konuya ciddi olarak eğilmekte fayda var. Motive edilmiş çalışanların kendilerini çok daha bağlı hissettiği kaçınılmaz bir gerçek. Bu işin sırrı da kendilerine ‘çalışan’ gibi değil, bir ‘birey’ olarak yaklaşılmasından geçiyor.
Bazen çok küçük görülen ve bu sebeple yapılmayan şeyler, en kilit noktalardan olabilir. Ekip arkadaşlarınıza soracağınız bir ‘Nasılsın?’ sorusu, birlikte içeceğiniz on dakikalık bir kahve gibi ufak görünen ancak gün içerisinde kişiyi moral motivasyon anlamında yükseltecek hareketlere günlük rutinininizde daha fazla yer vermeye bakın.
the 4C1H team
Picasso bir restoranda otururken bir adam onu tanır ve yanına gelerek uzattığı peçeteye bir şeyler çizmesini rica eder. Picasso adamı kırmaz ve cebinden çıkardığı kurşun kalemiyle kara kalem bir çizim yapar. Birkaç çizgiyle tam bir Picasso eseri olan bir
Her fırsatta söylediğimiz bir şey var: Çalışan deneyimi atıştırmalıkların, etkinliklerin ve hediyelerin çok daha ötesinde! Bu gibi jestler ancak çalışanı anlayan, ihtiyaçlarının farkına varan, yanıt veren, anlam bulduran bir deneyimin içinde değer kazanab
İzleyenleriniz var mı bilmiyorum ‘’Aaahh Belinda", 37 yıl sonra Netflix ekranlarında tekrar seyirciyle buluştu ve beni kendi dünyasının içine çekti!
Uçuş görevlilerinin sürekli rehberlik sağlayarak ve empati göstererek, bazen endişeli olabilecek durumları daha rahat hale getirmeleri, yolcuların ihtiyaçlarına cevap vermeleri, çalışma ortamındaki liderlerin de ekip arkadaşları için çaba göstermelerini h
Evden çalışmanın avantajlarını tatmış bir kitleyi haftada 3 gün ofise getirirken daha çok “bir arada”lığın gücünden yararlanmak, kurum kültürünü bu anlamda beslemek gerekir.
Procrastination veya dilimizde sıklıkla “hastalık” kelimesi ile beraber kullanılan erteleme davranışı, kişinin işlerini bilinçli bir şekilde geciktirmesini tanımlar. Fakat, kulağa inandırıcı gelmese de ertelemenin şaşırtıcı faydaları da olabilir!
Suadiye Mahallesi Bağdat Caddesi
No:399/B K:1 D:1
Kadıköy/İstanbul
Formu doldurarak veya
hello@4c1h.com email adresi ile bize ulaşabilirsiniz.