Amerikalı yazar ve keynote konuşmacısı Zig Zaglar’ın çok sevdiğimiz bir sözü var:
“İnsanlar, şirketlerdeki motivasyon faaliyetlerinin çok uzun süreli etkisi olmadığını söylüyorlar. E bir yerden sonra banyo yapmanın sonuçlarını da uzun süre boyunca görmüyoruz. Tam da bu yüzden bunu her gün yapmanızı öneriyorlar!”
Çalışan deneyimi, iç iletişim projeleri ve çalışan bağlılığına yönelik her tür faaliyet özen ve düzen istiyor. Düzenli olarak ve uzun vade hedeflenerek atılan her tohum ancak belirli bir süre sonra meyvesini vermeye başlıyor.
Bu süreçte en çok karşılaşılan durumlardan biri de, bu sürecin her bir etabının bir bütçe gerektirip gerektirmeyeceği. Elbette bütçe gerektiren aktiviteler, projeler olacağı gibi, hiçbir maliyet gerektirmeden çok çok verimli sonuçlar elde edilebilecek fikirler de var. Çalışanlarınızı mutlu etmek, motivasyonlarını artırmak için (her zaman dediğimiz gibi) çok paralar harcamanıza (her zamanJ) gerek yok!
Peki nedir bu maliyette düşük ama etkide yüksek çözümler?
Gelin, birkaç tanesine hızlıca göz atalım!
Görevleri çeşitlendirin!
Çalışanlara kolay ulaşabilecekleri ve sevdikleri konular üzerinden hedefler belirlemenin motivasyon artırıcı olduğu düşünülse de bu durum her zaman olumlu bir şekilde işlemeyebilir. Çünkü sıradan olan heyecanlandırmaz...
Zaman zaman zorlanacakları, hedefe giderken kendilerine öğretici deneyimler kazandıran hedefler belirlemek ve bu hedeflere giderken kendilerinin her zaman yanınızda olduğunuzu hissettirmek hem kişinin özgüveninin hem de motivasyonunun artmasına faydalı olacaktır.
Gönüllü faaliyetleri artırın!
Sosyal sorumluluk faaliyetlerine katılabilmeleri için çalışanlarınıza izinler vermek, hatta gerektiğinde bu konuda birlikte görev almak da motivasyon artırıcı bir diğer madde. Özellikle günümüz çalışma ortamlarının Y kuşağı ve sonrası ile yavaş yavaş domine edilmeye başlandığını düşünürsek, bu durum çok daha önemli bir hal alıyor. Çalıştığı markanın, içinde bulunduğu topluma ne verdiği ile ilgilenen bu yeni kuşak çalışanlar, gönüllülük faaliyetlerini destekleyen bir ortamda kendilerini çok daha motive hissedeceklerdir.
Sosyalleşin!
Bu maddeyi neredeyse tüm yazılarımızda ekliyoruzJ
Ufak molalar, kahve araları, öğlen yemekleri, iş çıkışı yemekler ya da öğlen araları... Zamanını siz seçin ama neyi seçerseniz seçin bu ufak dönemlerin motivasyon ve bağlılık anlamında çok büyük öneme sahip olduğunu unutmayın!
Maddesel olmayan ödüllere yer açın!
Tüm takdir & ödüllendirme programlarının sonucunda çalışanlara bir çek, bir altın ya da maddesel değeri olan herhangi bir başka ödül vermek zorunluluğu bulunmuyor.
Bu ödüller de tabi ki olmalı ancak bunlarla birlikte manevi açıdan kişiyi tatmin edecek ödül yöntemlerine de gidebilirsiniz. Şirket içi bir sosyal medya platformu olan Yammer üzerinden çalışanınızı etiketleyerek yapacağınız bir teşekkür, hem kişiyi motive edecektir, hem de alkışınızın başkaları tarafından da görünerek çok daha yankılanmasına yol açacaktır. Ekip toplantısında çalışanınıza herkesin içinde söyleyeceğiniz övgü dolu birkaç söz, bazen kısa bir mail dahi kişinin görünür olduğunu ve kıymetli bulunduğunu hissetmesini sağlayacaktır.
İşin özeti, çalışan motivasyonu düzenlilik ve emek isteyen harika bir yolculuk.
Bu yolculuğun tüm yollarıysa, yüklü bütçeler talep eden duraklardan geçmiyor...
Yeter ki isteyin!
the 4C1H team
Bir saate sığdırılmaya çalışılan üç saatlik gündemler, birbiriyle kesişmeyen fikirler ve sonunda “bunu sonra tekrar konuşalım” cümlesi... Çoğumuz bu döngüye aşinayız.
Belirsizliğin giderek arttığı dönemlerde çalışanların motivasyonunu yüksek tutmak, şirketlerin güçlü kalabilmesi için olmazsa olmaz.
Günümüzde teknoloji hızla ilerliyor, yapay zekâ ve otomasyon neredeyse her işin bir parçası haline geldi. Artık pek çok işimizi bu teknolojik yardımcılarla daha hızlı ve verimli yapabiliyoruz. Ama ne olursa olsun, iş hayatının merkezinde hala insana özgü
Gün içinde kendimizi akışa kaptırıyoruz. Uzayıp giden yapılacaklar listesi, bitmek bilmeyen toplantılar ve yetişmesi gereken işler arasında kendimizi bir döngüye sıkışmış gibi hissetmek oldukça normal.
İK ekipleri, iki farklı kuşağın arasında kalmış durumda, adeta bir köprü kurma sanatıyla uğraşıyor. Bir tarafta detaylı raporlar ve düzenli toplantılar bekleyenler, diğer tarafta kamerası kapalı toplantıya katılanlar…
Hikaye anlatıcılığı, insanlarla güçlü bir iletişim ve bağlantı kurmanın etkili yöntemlerinden biri. Aynı zamanda, her beceri gibi, yeterli ilgi ve çalışmayla geliştirilebilen bir beceri.
Suadiye Mahallesi Bağdat Caddesi
No:399/B K:1 D:1
Kadıköy/İstanbul
Formu doldurarak veya
hello@4c1h.com email adresi ile bize ulaşabilirsiniz.