Bazen, adım atmaya, değişiklik yapmaya cesaret edemeyiz. Sonra hayatın akışında bir anda işler değişir, bir bakmışız hiç beklenmedik olaylar, gelişimler, değişimler… Her değişim aynı zamanda bir gelişimi de beraberinde getirir ya, bu pandemi süreci aslında hayatlarımızda bir anda değişiklikler yapmaya mecbur etti bizleri de. Hal böyleyken, yeniye adapte olmaya çalıştık. Sonra adapte olacağımız durumlar hızla değişirken, ofislere dönmeye, ya da şu anda dönmemeye, esnek çalışmaya, işin geleceğinin ne olacağına ve çalışan&müşteri deneyimine kafa yorduk! Yazımız da bütün bunların üstüne! 

İyi okumalar & Keyifli Gelecekler!

Her şerde bir hayır vardır!

Pandemi başlamadan önce hep konuşulan, ama adım atmaya çokça çekinilen, uzaktan çalışma, toplantıları internet üstünden yapma konuları, salgınla birlikte hayatlarımıza girdi. Hayırlı olsun! Yaklaşık dört aydır uzaktan çalışıp, teknolojiyi hızla evlerimize davet ettik ve aslında atmaya korkulan o adımı, hayat bize attırdı! Peki, yöneticiler, çalışanlar bu konularda neler diyor?

Biraz da araştırmalara bakalım

İşverenlerin %55’i pandemi bittikten sonra da evden çalışmaya devam edeceklerini, %49’u ise esnek çalışma modelleri düzenleyeceklerini söylemiş. Aslında, sadece çalışanlar odaklı bakmaktansa, işverenler için de çok avantajlı bir durum. Ofise kira ödemek, toplantılar için yol kat etmek ve zamanı harcamak yerine, maliyetleri düşürüp, hızlı ve etkili toplantıları devam ettirebilirler. Uzaktan ve esnek çalışmanın verimi artırdığı da araştırmalar arasında!

Koşullar ve istekler doğrultusunda hareket edin

Ofise dönmeyi hem işverenler hem de çalışanlar istemiyor olabilir.  Bunun gayet doğal olduğunu da hatırlayın. Henüz açılmayan okullardan dolayı işe gitmesi mümkün olmayan ebeveynler veya hastalıktan korkan insanlar olması çok doğal. Bu noktada bakın bakalım, koşullar nasıl daha iyi hale getirilebilir?

İşin geleceği devreye giriyor

Açık bir iletişim, ihtiyaçları görme, motivasyon ve teknoloji! Potansiyeli ortaya çıkarırken, işin geleceğini tasarlarken, etkin rol oynayan araçları hatırlayın. Bütün bu yapı taşlarını oluştururken, çalışan, işveren, müşteri üçgeninde, merkeze insanı alarak, insanın potansiyellerini gözeterek işleri yürütün. Fırsatları görmek için o anın ihtiyaçlarını belirleyin ve hızlı adaptasyon sağlayabileceğiniz durumlar yaratın.

Esnekliği, iş-yaşam dengesini ve çok daha fazlasını destekleyen şirketler, daha sağlıklı, daha mutlu, daha üretken çalışanlar ve daha iyi performans gösteren organizasyonlar olma yolunda…

Şirketinizde işin geleceği felsefesini, ihtiyaçlar ve hedefleriniz doğrultusunda şekillendirerek bir kültür yaratabilirsiniz. 4C1H olarak tam da bugünlerde çalışan deneyimi iletişimi özelinde işin geleceğini kucaklayan yönleri de içine katarak bir rehber hazırladık! “COVİD-19 Günlerinde Şirketlerin Çalışan Deneyimi İletişimi Yolculuğu Rehber’imize” bloğumuzdan bakabilirsiniz.

İlham olması dileğiyle…

Leonard Cohen’in de şarkısında söylediği gibi “There is a crack in everything that’s how the light gets in” yani “Her şeyde bir çatlak vardır, ışığın girebilmesi için…” 

Krizler olumlu değişimler yaratsın!