Pandemiden bu yana İnsan Kaynakları profesyonelleri insanı anlama odaklarını daha da artırdılar.
Hepimizin bildiği üzere çalışanların bağlılığı ve memnuniyeti üzerine çok kafa patlattılar. Üzerine yeni gündemler çıktı; çalışanların sürekli yeni seçenek ve pozisyonları araştırmasıyla sonuçlanan “Flört” akımı, eski iş ve pozisyonlara geri dönüşü tanımlayan “Boomerang Etkisi” ve son olarak “Sessiz İstifa” gibi akımlarla baş etme peşine düştüler.
Yetenek savaşları ile kültüre uygun adayları çekme derdi yılların vazgeçilmez uğraşıydı zaten, üzerine bir de genç kuşakların da iş hayatına dahil olması ile kuşak çatışmalarına derman arama süreçleri başladı.
Tüm bunlar şirket sahiplerinin, üst yönetimin büyük derdi olarak görülse de asıl işin operasyonunu İnsan Kaynakları Profesyonelleri çekti ve hala çekiyor.
Şimdi ise tüm bunlara ek olarak, yılın sonlarına geldiğimizde de yapılacak maaş zamlarıyla ne yapacaklarını bilemez durumdalar.
Artan enflasyon rakamları ile herkesin beklediği konu: “Maaşlarımız ne olacak?” sorusuna yanıt aramaya çalışıyorlar.
Yine ek olarak...
Sağlığa verilen önem, etkili liderlik, uzaktan çalışma, hibrit çalışma derken, ofise dönüş ve tüm bunları kapsayan şirket kültürü konuları İnsan Kaynakları masasının baş köşesindeki yerlerini aldı ve çalışanların hayatına daha çok etki etmeye hazır.
Çalışan deneyimi tasarımı, insan kaynakları hikaye anlatıcılığı gibi konularının da su yüzüne çıkması ile birlikte şimdi de İK profesyonellerinin eş zamanlı pazarlama bilgisine de sahip olmaları bekleniyor.
Görüyoruz ki İK ekiplerinin stratejik önemi sanıldığından çokmuş.
Peki insanı bu kadar merkeze almış, insanları anlama üzerine bu kadar kafa yoran İK’cıların sizce de anlaşılmaya ihtiyacı yok mudur? Onlar da aynı o şirketin bir çalışanı değil midir? Bu süreçte takdiri hak ediyorlar mıdır?
Cevabımız tabii ki evet olsa da...
Derman yine kendilerinde. Kendilerini psikolojik olarak güçlü tutmalarında.
Peki, Nasıl?
İnsan Kaynakları Profesyonelleri Yetkinlikleri Neler Olmalı?
İnsan Kaynakları görevinin ne kadar etkin ve yetkin olduğunu unutmamak gerek. İnsan Kaynakları profesyonellerinin yetkinlikler arasında ise en başta öz dayanıklılık olmak üzere, empati ve karar alma becerilerini gösterebiliriz.
Ve en önemlisi ise bence insan ilişkilerinin kuvvetli olması.
Duygusal dayanıklılıklarını artırırken, duygusal zekalarını etkin kullanmanın, kriz çözme becerilerini geliştirmenin talep edildiği kariyer yolunda ruhun esnekliği, liderlik ve yaptıkları işe anlam katma ve bunları ekip ile uyum içinde gerçekleştirme konularında çok iyi olmalılar.
Bakalım İnsan Kaynaklarını profesyonellerini daha hangi maceralar bekliyor?
Pınar Yarar
4C1H Kurucu & Kültür Tasarımcısı
Yaratıcılık inovasyon, problem çözme ve kendini ifade gücü için gereklidir. En parlak zihinler bile yaratıcı engellerle karşılaşabilir.
Otokontrol; kişilerin kendi davranışlarını, düşüncelerini ve duygularını yönetebilme yetisine denir. Hem özel hayatımızda hem de iş yaşamında başarılı olmak için bilinçli bir şekilde geliştirilmesi gereken becerilerden biridir.
“Acemi zihni” anlamına gelen Shoshin, bir konuya bilgi ve deneyimle ilişkili ön yargılar, kabuller ve alışkanlıklardan sıyrılarak, ilk defa görüyormuş gibi yaklaşmayı ifade eder.
Boston Consulting Group’un Haziran 2024 tarihli raporuna göre, dünyadaki çalışanların nerdeyse yarısı kariyerlerinin bir döneminde tükenmişlikle karşılaşmış. Çalışanları büyük oranda bu durumdan koruyan ise kapsayıcılık. Şirketinde değer gören, saygı duyu
Yirminci yüzyıl sinemasının dev ismi Orson Welles, bugün hala yaratıcılığın ve yeniliğin sembolü olmaya devam ediyor.
İş dünyasında sıkça "doğru iletişim kurmak" gerektiğinden bahsediyoruz. Problemlerimizi doğru anlatmak, daha iyi sunumlar yapmak, fikirlerimizi daha net bir şekilde ifade etmenin yöntemlerini araştırıyoruz.
Suadiye Mahallesi Bağdat Caddesi
No:399/B K:1 D:1
Kadıköy/İstanbul
Formu doldurarak veya
hello@4c1h.com email adresi ile bize ulaşabilirsiniz.