Haftalardır, aylardır, hatta ve hatta bir yılı aşkın süredir uzaktan çalışma hakkında birçok yazı yazıyoruz. Her yer uzaktan çalışma ipuçları ile dolu ve herkes fikir sahibi…
Bunların hepsi çok güzel ama bazen detaylarda boğulurken işin özünü kaçırabiliyoruz. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok, uzaktan çalışmanın formülü çok ama çok basit!
Sadece İki Küçük Kelime
Söylediğimiz, yazdığımız, çizdiğimiz her şeyi unutabilirsiniz. Bir kurum olarak iyi, hatta en iyi yapmanız gereken tek şey şu: "Size güveniyoruz."
“Sana/size güveniyoruz.” Bu kadar. Başka bir şey yok. Çalışanlarınızı ihtiyaç duydukları her konuda destekleyin ve onların başında durmayı, kontrol etmeyi bırakın.
İş Yerinde Uzaktan Mikro Yönetim
Güvenmenin ne OLMADIĞINA yönelik güzel bir örneği Wall Street Journal'dan verelim...
WSJ’da bir yönetici, sürecin başında çalışanlara şunları içeren bir e-posta gönderiyor:
-Birkaç dakika içinde Slack ya da Google Hangout’tan gelen mesajları cevaplayıp ara veriyorsanız, toplantıdaysanız veya cevap veremeyecekseniz bunu yöneticinize bildirin.
-Telefon numaranız mümkün olan her mecrada açık bir şekilde yer alsın.
-Telefonunuzun sesini açık tutun ve çaldığında açın.
-Bağlantınızı çok kötü bir duruma getirmedikçe toplantılarda kameranız mutlaka açık olsun.
Ve eminiz biliyorsunuzdur ki bu şirket, dünyanın en karmaşık konularını dünya ile buluşturan, yüksek eğitimli gazetecilere sahip bir şirket… Öyle mi? Çalışanlarından, en ufak bir ihtiyaç molasını bile haber vermesini bekliyor…
Kurumları özgür, ilgi çekici ve ilham verici iş yerlerine dönüştürmek için kat etmemiz gereken uzun bir yolumuz olduğu acı bir şekilde yüzüme vurulmuş oluyor maalesef…
Başka Bir Yol Mümkün
Şimdi de biraz olumlu şekilde ilham almak için rotamızı Basecamp'e çevirelim…
Basecamp çalışanları ise yöneticilerinden aşağıdakine benzer bir e-posta alıyor:
“Umuyoruz birkaç gün ekstra tatil sizler için yararlı olmuştur. … Evden çalışma ile başa çıkmak zor ama biz 20 yıldır zaten bu şekilde çalışıyoruz. Dolayısıyla bizim için değişen bir şey yok. Yine de günlük hayatımıza değişen şeyler elbette var.
Yaşadığınız yere bağlı olarak okullar, ana sınıfları, marketler kapanmış ya da kapanacak olabilir. Anksiyete kapınızı çalabilir. Bu özellikle ebeveynler için daha zorlayıcı ve biliyoruz ki çoğumuzun çocuğu var. Bu süreçte hem tam zamanlı ebeveyn hem tam zamanlı çalışan olmak zor ve çok stresli. Bir şeylerden feragat edilmeli ve bu “şey” işlerimiz. Aile her zaman önceliklidir.
Bu yüzden, çocuğu olanlardan ya da evinde birtakım zorunluluklarla uğraşanlardan kendilerine uygun dengeyi ve çalışma şeklini bulmalarını istiyoruz. Size hangisi uyuyorsa bize de o uyuyor.
Herhangi bir engeli olmayanlardan ise daha fazla çalışarak arkadaşları yerine geçmelerini de istemiyoruz. Rutininize sakin bir şekilde devam edin. Evde meşgul olan arkadaşlarınız yardımlarınızdan memnun olacaktır. Yardımsever olun.
Son olarak etrafınızda işini kaybeden birçok arkadaşınız olabilir. Bilmelisiniz ki burada sapasağlamız. Kimse işi ile ilgili endişelere kapılmasın, gayet iyi durumdayız.
Bunu birlikte atlatacağız. İyi olun, sağlıkla kalın ve nazik olun.”
Yani koca e-postadan çıkarılacak tek bir şey var: "Size güveniyoruz".
Hiçbir şey kriz anlarındaki kadar karakteri ortaya çıkarmaz. Önemli olan sağlam, birbirine güvenen bir ekiple işlere eskisi gibi devam edebilmek ve iletişimi koparmamak…
Bu yazıda https://corporate-rebels.com/the-ultimate-remote-work-policy/ ‘dan yararlanılmıştır.
İlhamın nereden geleceği belli olmadığı gibi, belirli bir süreçten geçip son işe dönüşme şekli de eminim ki herkes için oldukça değişkendir.
Son araştırmalar, toksik kültürün çalışanların işten ayrılmalarındaki en önemli nedeni olarak tükenmişlik ve düşük ücretin üstünde yer aldığını gösteriyor.
Ne kadar sıcak ve kurak olursa olsun iflah olmaz bir yaz mevsimi fanatiğiyim.
Takım dediğimizde aklımıza birçok şey geliyor. Futbol, basketbol, şirket çalışanları…
Bugünün rekabetçi dünyasında sahip olunan bilgi, ne pahasına olursa olsun korunması, hatta tecrit edilmesi gereken bir 'nesne' halini aldı. Sosyal medyanın sonsuz akışında bildiklerini cömertçe, yapılandırarak ve yeniden üretilmesine olanak tanıyarak payl
Belirsiz ve zor zamanlardan “hala” geçmeye devam ediyoruz. “Hala” diyorum, 2020 pandemiden beri, bu birkaç kelime ile o kadar çok cümle kullandım ki…
Suadiye Mahallesi Bağdat Caddesi
No:399/B K:1 D:1
Kadıköy/İstanbul
Formu doldurarak veya
hello@4c1h.com email adresi ile bize ulaşabilirsiniz.