Şirket Kültürü, Bisküvi ve Yaratıcılık Hakkında
“Yaratıcılığın en önemli insan kaynağı olduğu şüphesizdir. Yaratıcılık olmasa ilerleme olmazdı ve aynı kalıpları sonsuza kadar tekrar ederdik.”
-Edward de Bono
Çalışanların yaratıcı çözümler üreteceği, “beyin fırtınası” zorlamasına gerek olmadan kendiliğinden harika fikirlerin çıktığı bir şirket kültürünüz olmasını istemez misiniz? Yaratıcı bir şirket kültürünün sadece yaratıcı işlerle uğraşan şirketlere gerektiğini düşünüyorsanız sizin için küçük bir hikayem var. Ve başından söyleyeyim, yaratıcılık dediğimiz şey aslında dikkat etmek ve olaylar arasında bağlantı kurmaktan geçiyor. Her ne kadar süslü isimler vermeyi sevsek de, özü bu kadar basit.
Hikayemize gelince, bundan 15 sene önce Anadolu’da İtalyanlar tarafından işletilen 300 kişilik bir hazır giyim fabrikasında tercüman olarak çalışıyordum. Aylık hedeflere ulaşmada sorun yaşanıyor ve bu yüzden sürekli fazla mesai yapılıyordu. Saat başı dikim bantlarından alınan adetleri incelediğimizde adetlerin saat 16.00 itibarıyla düştüğünü fark ettik.
Empatik bir gözleme dayalı olarak acaba sebebi yorgunluk mu yoksa açlık mı diye düşündüm? Biz ofiste çalışanlar ne zaman istersek masamızda bir şey atıştırabilirdik ancak üretim bantlarında çalışanların öğle yemeği ve 2 çay molasından başka durup atıştırma şansları yoktu. Üstelik OSB’de olduğumuz için yakın mesafede atıştıracak bir şey alabilecekleri bir yer de yoktu. Planlama müdürüne fikrimden bahsettim, “deneyelim” dedi. Tek yapmamız gereken öğleden sonraki molada çay yanında bisküvi vermeye başlamak oldu ve çok kısa sürede hem adetler arttı hem de hedefler fazla mesai olmadan tutturulmaya başlandı. İlk başta gülüp geçeceklerini düşündüğüm bu fikir sonraki yıllarda da devam eden bir uygulama olarak kaldı.
Onları Büyümeye Ortak Edin
Belki ben de saat başı adetler, dikim ayarları gibi konulara odaklanmış olsam bu insani noktayı göremezdim. Sorunu çözmek için farklı bir bakış açısı çok faydalı olabiliyor. Hangi sektörde çalışıyor olursanız olun, yaratıcılığı şirket kültürünüze entegre etmeniz için yapabileceğiniz çok şey var aslında. Bunlardan en önemlisi gelişimi ve büyümeyi şirket kültürünüzün bir parçası yapmak. Çalışanlarınız kendilerini bu büyümenin bir parçası olarak görüp şirketi sahiplenirlerse sorunlara yaklaşımları da sadece işlerinin bir parçası olarak görmekten farklı olacaktır. Bu konuda sunduğunuz çalışan deneyimi çok önem taşıyor. Elbette önemli bir diğer konu da yargılamadan onları dinlemek ve değerlendirmeye almak.
Yaratıcılıklarını Besleyecek Oyun ve Aktiviteler Organize Edin
Farklı sektörlerde çalışırken gözlemlediğim bir şey şu ki, çalışanları ne kadar rahat bırakırsanız ortaya o kadar yaratıcı şeyler çıkıyor. Artık hibrit ve uzaktan çalışmanın gittikçe yaygınlaştığı günümüzde saat bazlı değil iş bazlı bir çalışma sisteminin daha fazla benimsenmesini biraz da buna bağlıyoruz. Elbette işlerin teslim tarihleri olacak, ancak gidiş yolu konusunda çalışanlarınızı ya da ekibinizi özgür bırakırsanız, siz de onlardan yeni bir şeyler öğrenebilirsiniz.
Hatalara İzin Verin
Aslında birçok şirkette yaratıcılığın lafta kalıp şirket kültürüne adapte edilememesinin altında hata yapma korkusu vardır. Üstelik bu çoğu zaman çalışanlar nezdinde haklı bir korkudur. Hem şirket hem de çalışanlarınız için hem yaratıcılıklarını geliştirebilecekleri güvenli bir alan yaratmak, hem de şirkete zarar verebilecek kararların önüne geçmek için deneme yanılma yöntemi ile üzerinde çalışabilecekleri projeler ile eğitimler düzenleyebilirsiniz.
Çeşitliliği Teşvik Edin
Yaratıcı çözümlerin ortaya çıkması için çeşitliliği desteklemeniz çok önemli. Çalışanlarınızın birbirlerinden, farklı kültürlerden öğrenmelerine destek verin. Farklı jenerasyonlardan, farklı background ve eğitimlere sahip kişileri bir araya getirin ve ekipleri arada karıştırarak şirket içinde insanların birbirlerini daha iyi tanımalarını sağlayacak aktiviteler düzenleyin.
Maya Angelou, “yaratıcılık bitmez, kullandıkça çoğalır” demiş. Kesinlikle. Siz de şirketinizde yaratıcılığı kültürünüzün bir parçası yaparak onu bir lider olarak sahiplendiğinizde çözümsüz görünen sorunların çözüldüğünü, ya da zor görünen bazı sorunların çok kolay çözüldüğünü göreceksiniz. Bazen sadece dikkat ve farklı bir bakış açısı yeterlidir. Bazen de tek ihtiyacınız olan zihninizi açacak bir paket bisküvidir. :)
Bu metinde deneyim sözcüğünün çeşitli karşılıkları üzerinde durarak bilgilerimi tazelemek istiyorum. Tıpkı yeni bir sözcük türetmek için ölü dillere dönerek oradan kök almak gibi, deneyim sözcüğünün çeşitli disiplinlerdeki anlamlarına bakarak yeni fikirle
Felaketi bire bir yaşayanlar oldukça zor bir dönemden geçerken, uzaktan takip eden bizler de ikincil travma sahibi olduk. Hepimiz çalışırken bile haberleri dinliyor, depremzedelerin acılarına ortak olmaya çalışıyoruz. Peki bu süreçte, ikincil travmaya sa
Bu ay okuduğum bir makale* beni kurumsal nezaket kavramını düşünmeye sevk etti. Kurumsal nezaket, bir kurum içerisindeki çalışanların, liderlerin kendi ekip arkadaşlarıyla, müşterileriyle, tedarikçileriyle iletişim kurarken bunu saygı, empati ve nezaket ç
Geçtiğimiz hafta bir müşterimiz ile yaptığımız toplantıda, üzerinde sonradan da epey düşündüğüm bir soru geldi: ‘Bu kadar yüksek enflasyonun, rekabetin olduğu bir ortamda ben değerler iletişimi ile çalışanların gözündeki inandırıcılığımı nasıl sağlarım, o
Bu blogda bugüne kadar pek çok psikolojik ve hatta edebi olguyu çalışan deneyimiyle ilişkilendirdik. Çalışma hayatı doğası gereği birçok farklı alandan öğeleri içinde barındırıyor ve biz de onu bu öğelerle açıklayabiliyor, anlamlı hale getirebiliyoruz. Bu
2022’yi iyisiyle kötüsüyle geride bıraktık. Ülke gündemi bir yana benim için yeniliklerle dolu bir seneydi. Bu yeniliklerden biri de 4C1H ile başlayan yolculuğum oldu. Temposu yüksek, keyifli ve bir o kadar da öğretici bir yıl geçirdim. Peki neler mi öğre
Suadiye Mahallesi Bağdat Caddesi
No:399/B K:1 D:1
Kadıköy/İstanbul
Formu doldurarak veya
hello@4c1h.com email adresi ile bize ulaşabilirsiniz.