Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın geçtiğimiz Ağustos ayında açıkladığı verilere bakarsak, ülkemizde neredeyse her üç kişiden biri antidepresan kullanıyor diyebileceğimiz rakamlara ulaştık. Bu da demek oluyor ki, şirketinizde siz farkında olmasanız da depresyonda olan ya da geçirmiş olan birçok çalışanınız olabilir.
Ülkemizde maalesef ruh sağlılığı konusunda insanlar hala oldukça fazla çekingenlik hissediyor. Bu yüzden de insan kaynakları yöneticileri şirketlerinde depresyonla mücadele konusunda ciddi önlemler almadığında çalışanlar depresyon yaşarken bunu açıkça paylaşmak yerine başka şeyleri öne sürerek işten ayrılmayı seçebiliyor. Şirketlerin bu konuda hem farkındalığa sahip olmaları hem de çalışanlarına onlara destek olduklarını göstermeleri büyük önem taşıyor. Depresyonu erken fark etmek aynı zamanda iş kaybının önüne geçmek için de çok önemli.
Nasıl Farkına Varabilirsiniz?
Depresyon çok sık rastlanan ancak ciddi bir duygu değişikliği yaratır. Sık rastlanan semptomları yorgunluk, üzgünlük, iştahsızlık, ilgisizlik, huzursuzluk gibi davranışlar ile başağrısı ya da vücut ağrısı gibi kronik ağrılardır.
Bazı sektörlerde depresyon riskinin daha fazla olduğu gözlenmektedir. Genellikle iş yaşam dengesinin sağlanmadığı, yüksek stresli, ayrımcılık ve taciz geçmişine sahip şirketlerde de çok sık çalışan depresyonu görülmektedir. Ancak bunların olmadığı ve sadece terfi ve ödüllendirme sistemi olmayan ya da çok fazla işten çıkarma yapılan şirketlerde de depresyon oranlarının yüksek olduğundan bahsedilebilir. Eğer şirket kültürünüz henüz bu sorunları aşamadığınız bir noktada ise işe nereden başlamanız gerektiğini zaten biliyorsunuz.
İnsan Kaynakları Bu Konuda Ne Yapabilir?
Yapılması gereken belki de en önemli şey, ruh sağlığı ile ilgili yaşanan utancın önüne geçecek şekilde hareket etmek. Özellikle 2020 ve 2021 ruh sağlığımızın genel anlamda bozulduğu ve Covid-19 ile bu konuda hem ülkece hem de global anlamda çok yol katettiğimiz bir süreç oldu. Siz de şirketinizde işe depresyonun etrafındaki algıyı normalleştirme yoluna giderek başlayabilirsiniz. Depresyondaki birçok insanın en büyük sorunu ciddiye alınmamak. Bu konuda yaşadıklarını empatiyle kabul etmek ve onlara destek vermek büyük önem taşıyor. Şirketinizin bir wellbeing stratejisi varsa onları yardım alabilecekleri profesyonellere yönlendirmeniz etkili olacaktır. Aynı zamanda özel sağlık sigortası gibi yan haklarından bu konuda faydalanabiliyorlarsa bunları da hatırlatmanızda fayda var.
Önlemek İçin Ne Yapabilirsiniz?
Elbette depresyonun iş dışında da birçok sebebi olabilir. Yani siz ne yaparsanız yapın depresyona giren çalışanlarınız olabilir. Ancak wellbeing stratejiniz görevini yerine getiriyorsa depresyon yaşayan çalışanlarınızın artmasını önlemeniz mümkün. Wellbeing denince aklınıza sadece bedensel sağlık değil ruhsal sağlık da gelmeli ve şirketinizin bu konuda işleyen bir politikası olması çok faydalı olacaktır. Bu konuda danışmanlık almak ve bu alanda tecrübeli firmalardan destek almak da işinizi kolaylaştırabilir.
Şirketinizde depresyonla mücade etmeyi gerçekten istiyorsanız önce şirketinizde bu konuda neler düşünülüyor fikir sahibi olmalı, sonra konu etrafındaki olumsuz algıyı kıracak bir iletişim planlaması yapmalı ve son olarak da çalışanlarınıza hem fiziksel hem de ruhsal sağlıklarını iyileştirecek imkanlar sunmalısınız. İnanın siz bu adımları attığınızda sonrasında çok daha ciddi sorunlara dönüşebilecek yetenek kayıplarının da önüne geçmiş olacaksınız. Nereden başlayacağınızı bilmiyorsanız şirketinize özel çözümlerimiz için bize her zaman hello@4c1h.com’a mail atarak ulaşabilirsiniz.
Bu yazıda, bu makaleden yararlanılmıştır.
Bu metinde deneyim sözcüğünün çeşitli karşılıkları üzerinde durarak bilgilerimi tazelemek istiyorum. Tıpkı yeni bir sözcük türetmek için ölü dillere dönerek oradan kök almak gibi, deneyim sözcüğünün çeşitli disiplinlerdeki anlamlarına bakarak yeni fikirle
Felaketi bire bir yaşayanlar oldukça zor bir dönemden geçerken, uzaktan takip eden bizler de ikincil travma sahibi olduk. Hepimiz çalışırken bile haberleri dinliyor, depremzedelerin acılarına ortak olmaya çalışıyoruz. Peki bu süreçte, ikincil travmaya sa
Bu ay okuduğum bir makale* beni kurumsal nezaket kavramını düşünmeye sevk etti. Kurumsal nezaket, bir kurum içerisindeki çalışanların, liderlerin kendi ekip arkadaşlarıyla, müşterileriyle, tedarikçileriyle iletişim kurarken bunu saygı, empati ve nezaket ç
Geçtiğimiz hafta bir müşterimiz ile yaptığımız toplantıda, üzerinde sonradan da epey düşündüğüm bir soru geldi: ‘Bu kadar yüksek enflasyonun, rekabetin olduğu bir ortamda ben değerler iletişimi ile çalışanların gözündeki inandırıcılığımı nasıl sağlarım, o
Bu blogda bugüne kadar pek çok psikolojik ve hatta edebi olguyu çalışan deneyimiyle ilişkilendirdik. Çalışma hayatı doğası gereği birçok farklı alandan öğeleri içinde barındırıyor ve biz de onu bu öğelerle açıklayabiliyor, anlamlı hale getirebiliyoruz. Bu
2022’yi iyisiyle kötüsüyle geride bıraktık. Ülke gündemi bir yana benim için yeniliklerle dolu bir seneydi. Bu yeniliklerden biri de 4C1H ile başlayan yolculuğum oldu. Temposu yüksek, keyifli ve bir o kadar da öğretici bir yıl geçirdim. Peki neler mi öğre
Suadiye Mahallesi Bağdat Caddesi
No:399/B K:1 D:1
Kadıköy/İstanbul
Formu doldurarak veya
hello@4c1h.com email adresi ile bize ulaşabilirsiniz.