BLOG
14 Eylül 2022 Çarşamba

Süper Kahramanlar ve Ön Yargıları Kırmak Üzerine

Süper Kahramanlar ve Ön Yargıları Kırmak Üzerine

Uzun zamandır aklıma takılan bir konu sinema alanında insanlar arasında yapılan kıyaslamayla ortaya çıkan kültür ayrımcılığı. Tüketim kültürüyle birlikte gelen taraf tutmak, kalıplara sokmak gibi eylemler yüzünden insanlar kült olarak adlandırılan filmlerin sanat eseri olup olmadığını da sorgular duruma geldi. Bu ayrımlar genel olarak konu aksiyon / süper kahraman filmleri ve sanat (arthouse) filmleri olduğunda yaşanıyor. Bu çatışma sonucunda ise Arthouse veya genel görüşle önemli sayılan yönetmenlerin filmlerini takip ediyor olmak kişinin daha kültürlü olduğu algısını yaratıyor. Fakat bu durum aksiyon ve daha modern efektli filmler için maalesef aynı değil. Genelde bu tarz sinemayı takip edenler içinciddiye alınmayacak, çocukça gibi kalıplar takılıyor.

Halbuki son 10 yıldır sinema sektöründe yapımcıların ve seyircilerin çoğunluğunda süper kahraman filmlerine ilginin arttığını görebiliyoruz. Pandeminin ardından sinema salonları tüm dünyada açıldığında, önemli yapımcıların tamamı filmlerini ertelemeyi tercih etti. Hiç kimse insanların sinemaya ilgilerinin nasıl olacağını veya filmlerinin ne kadar hasılat yapacağını öngöremiyordu. Fakat salonlar açıldığında çıkış tarihlerini ertelemeyen Shang Chi filmi $432,243,292, Spider-man $1,913,882,986 ve bunlara ek olarak yakın bir zamanda çıkmış olan Top Gun: Maverick filmi $1,453,437,571 hasılat yaparak tüm dünyayı şaşırttı. Kapanması tahmin edilen birçok sinema salonu veya yapım şirketi bu rakamlar sayesinde devam etme gücü buldu ve “film sektörü artık öldü’’ gibi söylemlerin artık bir karşılığı olmadığı kesinleşmiş oldu.

Sonuç olarak bir filmi izlemeden önce, ‘’Çok aksiyon ve görsel efekt var, yeterince sanatsal değil’’ veya ‘’Sıkıcı sanatsal bir film olacak, hiçbir aksiyon göremeyeceğiz’’ demek yerine, bu filmlerin neden bazı kitleleri bu kadar etkilediğini ve bu filmlerin sinema sektörüne neler kattığını araştırarak ilerlemenin en mantıklı yol olduğunu düşünüyorum.

Bu gibi ön yargılarla aslında hayatımızın birçok noktasında karşılaşıyoruz.

Özellikle iş hayatında hepimizin en azından bir kez deneyimlediği bir durum. Özellikle çalışan deneyiminde insanı merkeze alan bakış açısı bu ön yargıların önüne geçmek için çok iyi bir önleyici. 

Peki sinemada olduğu gibi hayatımızda da bu ön yargıları kolayca kırmak mümkün mü?

Neden olmasın!

Mithat Tuncel

Art Director




Blog Yazıları

İletişim

Suadiye Mahallesi Bağdat Caddesi

No:399/B K:1 D:1

Kadıköy/İstanbul

 

Formu doldurarak veya
hello@4c1h.com email adresi ile bize ulaşabilirsiniz.




    LinkedIn’de takip et     Youtube'da takip et     Instagram'da takip et
up