Gelsin hayat bildiği gibi dedikçe Allah ne verdiyse üzerimize gelmeyi tercih eden bir hayatla karşı karşıyayız.
Bu romantik, hümanist ve merhametli minnoş kalplerimiz için bu hayat bazen çok belirsiz, çok zor, çok yorucu. Her şeyden çok çok çok… Siz anladınız.
Pandemi ile başlayan olaylar silsilesi, kahramanının hepimizin olduğu bu filmde her birimizin içimizden içimizden geçerken hangi şarkı, hangi film, hangi kitap, hangi meditasyon, hangi seyahat ile motive olsak bilmek zor artık. Kaldı ki enflasyonu düşündükçe zaten çok da seçeneğimiz yok.
Haliyle herkesin ruh hali kırgın ve yorgunken, zaman zaman bire bir iletişimlerimizde de sıkıntılar yaşayabiliyoruz. Halk arasındaki deyimle ‘Zaten canımız burnumuzdayken’ bazen bir arkadaşımızın sözünü yanlış anlayabiliyoruz, hassas bir anımızda biz de yanlış cümleler kurabiliyoruz.
Sıkıntı yok, birçok konuya çözüm şimdilik zor gözükse de bu duruma bir çözüm var!
Muhtemelen birçok profesyonelin bildiği ama belki de unuttuğu “sandviç tekniğini” şu günlerde özel & iş her türlü ilişkimizde tekrar gündeme almakta fayda olabilir.
Her şey gelir gider, günün sonunda elimizde kalan ailemiz, arkadaşlarımız, biriktirdiğimiz o insanlar olur. O yüzden buralara yatırım yapmakta fayda var.
Yeterince ikna olduysanız…
Bilmeyenler için buyrun tanıma, bilenler için buyrun hatırlatmaya diyelim o halde:
İletişimcilerin sıklıkla bildiği ve kullandığı bu sandviç tekniği, karşımızdaki kişi ile ilgili söyleyeceğimiz negatif geri bildirimi, yine kendisi ile ilgili iki olumlu düşüncemiz arasına sıkıştırmak ve kişiyi rahatsız etmeden mesajı almasını sağlamak demek.
Bu tekniğin, bence, iki faydası var. Birincisi kendi negatif düşüncelerimize de daha yumuşak bakmaya başlıyoruz. İkincisi de karşımızdaki kişi bize savunma kalkanı oluşturmadan, negatif geri bildirim üzerine düşünme fırsatı buluyor.
Örneğin, her konuda çok iyi bulduğunuz fakat dakiklik sıkıntısı yaşadığınız bir ekip arkadaşınız var.
Yaklaşım 1:
Zaman sorununu çözsek iyi olacak. Birçok projemizin sarkmasına ve nezaketsizliğe yol açıyor.
-Herkes mutsuz-
Yaklaşım 2:
Olumlu 1:
Birçok konuda seninle çalışmaktan çok mutluyum. Son projede çok başarılıydın.
Olumsuz 1:
Bir tek dakiklik ile ilgili senin de bildiğin bazı durumları beraber çözsek iyi olabilir. Başarılı olduğumuz durumları perdeleyebilir. Karşı taraf nezaketsizlik olarak anlayabilir. Bu konuda özenini rica ederim.
Olumlu 2:
Eminim beraber daha çok güzel işlere imza atacağız.
-Sandviç yendi, karınlar ve ruhlar doydu, herkes mutlu-
Uzun lafın kısası ne varsa atasözlerimizde var.
Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır diye boşa denmemiş.
Doğru iletişim ve teknik her şeydir.
Bitirirken; bu yazıda kimseye yılan iması yapılmamıştır ve herkesin sandviç tarifi kendinedir
Kıssadan hisseyi doğru alalım, o bize yeter!
Afiyet olsun…
Merve Biçer Arasıl
Partner – Çalışan Deneyimi Direktörü
Birçok kişinin ve farklı kültürlerin bir arada olduğu çalışma ortamı içinde herkesin aynı şeye inandığı bir ahlak anlayışı yaratabilmek mümkün mü? Evet mümkün! Yazdığımız adımlarla etik bir kültür anlayışı yaratarak…
Uzaktan çalışma disiplini, çalışan deneyimi penceresinde çok yeni bakış açıları kazandırdı. Artık yapılması gerekenler, üzerine düşünülmesi gerekenler çok daha farklı. Bu durumun hem artıları hem eksileri var. Birçok araştırmadan çıkan verileri derledik.
Uzaktan çalışmanın hayatımıza girmesi ile artık bırakmamız gereken alışkanlara bir göz atalım!
Dünya Değerler Günü'nde değerinizi fark edin!
“Az çoktur” yani daha bilinen haliyle “Less is more” tabiri, genellikle mimaride, artık indirgenemeyecek kadar güzel bir şey yaratmak anlamına geliyor. Bu elbette günümüzde bir yaşam tarzı halini aldı ve bu sözden öğreneceğimiz çok şey var!
Uzaktan çalışma kültürü hayatımıza iyice yerleşmişken ve koltuğundan ayrılmaya pek de niyeti yokken, iş dünyasındaki dijital varlığımızı daha görgülü ve saygılı hale getirmek için birkaç ayrıntıyı sizlerle paylaşmak istedik.
Suadiye Mahallesi Bağdat Caddesi
No:399/B K:1 D:1
Kadıköy/İstanbul
You may contact us via hello@4c1h.com
or by filling the form below: