Geleceğin iş gücü, sürekli akışta kalmaktan geçiyor. Teknoloji sayesinde, ‘her zaman, her yeri’ kolaylıkla bir iş yerine çevirmek artık mümkün. ABD Çalışma İstatistlikleri bürosuna bağlı İşçi İstatistikleri bürosunun verdiği rakamlara göre, son zamanlarda çalışanların %23’ü uzaktan çalışma yöntemine çoktan geçmiş durumda.
Bununla birlikte, uzaktan çalışmanın hala daha çalışma ortamından kopmak ya da daha az çalışıyor gibi görünmek algısını yenmiş durumda değiliz.
Peki, gerçekler de böyle mi?
Human Resources Today’in, ABD’de 1.000 kişi üzerinden yaptığı araştırma sonuçları gösteriyor ki, uzaktan çalışanlar uzaklaşmıyor, tam tersine gelişiyor!
İşte araştırmadan öne çıkan çarpıcı birkaç sonuç:
* Araştırmaya göre, bir Amerikalı (eğer metropolde değilse) ortalama olarak zamanının 25.4 dakikasını işe gidip gelirken harcıyor. (Ki bizim ülkemizde, özellikle büyük metropollerde, 25 dakika az bir süre bile sayılır!). Bu ulaşım süresi ve etapları, birçok çalışan için ciddi bir stres kaynağı ve zaman kaybı olarak yorumlanıyor. Bu da birçok çalışan için hem iş hem özel hayattan alınan zevki azaltıyor, akıl ve ruh sağlığını olumsuz yönde etkiliyor.
* Araştırmaya katılan birçok çalışan da, uzaktan çalışma ile üzerlerinden günlük bazı streslerin de alındığını ifade ediyor: Kurallara uygun giyinme zorunluluğunun olmaması, her gün işe gelip giderken yapılan mecburi harcamaların kalkması ve evde her an daha sağlıklı yiyeceklere ulaşabilme rahatlığı öne çıkan faydalar arasında.
* Uzaktan çalışanlar ile yöneticiler arasındaki iletişimin zarar görüleceği düşünülse de teknoloji uzakları yakın kılma ve bu sorunu en aza indirme konusunda anahtar rol oynuyor. Katılımcıların %75’i, ofis içinde bulunan arkadaşları ile dijital platformlar üzerinden ilişkilerini sürdürmekte hiçbir sorun yaşamadığını belirtiyor.
* Araştırmanın en şaşırtıcı sonuçlarından biri de şu ki uzaktan çalışan kişilerin %40’ı ofis içi çalışanlara göre daha fazla terfi almış durumda. Aynı şekilde %27’si de kariyer planlaması konusunda daha umutlu hissediyor.
Hissedilen ve ölçümlenen rakamlar gösteriyor ki, gelecekte fiziksel olarak birbirimize daha uzak çalışasak da, kafa ve kalp olarak birbirimize daha yakınlaşarak daha uyumlu çalışacağız.
the 4C1H team
Bu metinde deneyim sözcüğünün çeşitli karşılıkları üzerinde durarak bilgilerimi tazelemek istiyorum. Tıpkı yeni bir sözcük türetmek için ölü dillere dönerek oradan kök almak gibi, deneyim sözcüğünün çeşitli disiplinlerdeki anlamlarına bakarak yeni fikirle
Felaketi bire bir yaşayanlar oldukça zor bir dönemden geçerken, uzaktan takip eden bizler de ikincil travma sahibi olduk. Hepimiz çalışırken bile haberleri dinliyor, depremzedelerin acılarına ortak olmaya çalışıyoruz. Peki bu süreçte, ikincil travmaya sa
Bu ay okuduğum bir makale* beni kurumsal nezaket kavramını düşünmeye sevk etti. Kurumsal nezaket, bir kurum içerisindeki çalışanların, liderlerin kendi ekip arkadaşlarıyla, müşterileriyle, tedarikçileriyle iletişim kurarken bunu saygı, empati ve nezaket ç
Geçtiğimiz hafta bir müşterimiz ile yaptığımız toplantıda, üzerinde sonradan da epey düşündüğüm bir soru geldi: ‘Bu kadar yüksek enflasyonun, rekabetin olduğu bir ortamda ben değerler iletişimi ile çalışanların gözündeki inandırıcılığımı nasıl sağlarım, o
Bu blogda bugüne kadar pek çok psikolojik ve hatta edebi olguyu çalışan deneyimiyle ilişkilendirdik. Çalışma hayatı doğası gereği birçok farklı alandan öğeleri içinde barındırıyor ve biz de onu bu öğelerle açıklayabiliyor, anlamlı hale getirebiliyoruz. Bu
2022’yi iyisiyle kötüsüyle geride bıraktık. Ülke gündemi bir yana benim için yeniliklerle dolu bir seneydi. Bu yeniliklerden biri de 4C1H ile başlayan yolculuğum oldu. Temposu yüksek, keyifli ve bir o kadar da öğretici bir yıl geçirdim. Peki neler mi öğre
Suadiye Mahallesi Bağdat Caddesi
No:399/B K:1 D:1
Kadıköy/İstanbul
Formu doldurarak veya
hello@4c1h.com email adresi ile bize ulaşabilirsiniz.