Son birkaç yılda değişen düzenle birlikte işverenler, çalışan deneyimi, işe alma ve liderlik gibi temel iş alanlarına yaklaşımlarını değiştirmeye başladılar. Yeni trendlere uyum sağlayarak işin geleceğine en iyi şekilde hazırlanmak için kolları sıvadılar.
Daha önce çalışan deneyimi trendlerini sizlerle paylamıştık. Lider iletişiminden katılım ve çeşitliliğe, dijital IK’dan işveren markası gibi konuları merceği altına alan bu trendler yavaş yavaş şirketlerin önceliği haline gelmeye başladı. Son zamanlarda adını sıklıkla duyduğumuz “İşin Geleceği” konuları ise bu trendlerle paralel bir şekilde ilerliyor gibi görünüyor. Haydi gelin, hep birlikte bu yaklaşımları inceleyelim!
Hepimizin son zamanlarda karşımıza çıkan “Büyük İstifa”, şirketlerin çalışan deneyimini daha ciddiye alması gerektiğinin bir kanıtı oldu. Buradan çıkaracağımız sonuç ise; çalışanlarınızla bugünden ilgilenmeye başlamak. J
Çalışanlarınız yüz yüze tanışmamış bile olsa, şirket kültürü oluşturmak ekip arkadaşları tarafından desteklendiğini hissettikleri daha kapsayıcı bir çalışma ortamı yaratmakta faydalı olabilir. İK’nın bu süreçteki görevi ise; sağlıklı alışkanlıkları teşvik etmek, şirket kültürü oluşturma sorumluluğunu almak ve çalışanlardan geri bildirim toplamaktır.
Bunlar küçük adımlar gibi görünse de daha mutlu ve sadık bir iş gücü yaratmak için oldukça gereklidir.
Pandemi; uzaktan çalışmak, iş gücünü yüz yüze yerine Zoom aracılığıyla uzaktan yürütmek gibi bazı becerilerin öğrenilmesini zorunlu kıldı. Ancak yapılacak şeyler elbette bunlarla sınırlı değil.
Örneğin, öğrenmeden sorumlu üst düzey yöneticinin görevi artık sadece eğitmek değil aynı zamanda çalışanın profesyonel ve kişisel yaşamlarında uygulanabilecek her türlü beceriyi öğrenmelerine yardım etmek olmalıdır.
Şirketlerin çoğu, özellikle liderlik ekiplerine göre hazırlanmış eğitim araçlarına odaklanmaya başladı. Bu araçlar, yöneticileri biraz aynaya baktırıp ekiplerini nasıl yönettikleri hakkında düşünmelerini sağlarken yeni nesil liderlere de ilham oluyor. Bu yüzden, şirketlerin merkezinde yer alan becerileri belirlemek ve ardından bunları geliştirmek adına eğitim vermek bu süreci daha etkili kılacaktır.
Eş zamansız çalışma tüm çalışanların aynı anda çevrim içi olmasını gerektirmeyen bir çalışma şeklidir. Böylelikle, bireyler başkalarının görevleri tamamlamasını beklemeden üretkenliklerini en üst düzeye çıkarabilir. İş ve yaşam dengesini sağlarken çalışana daha fazla esneklik tanımaktadır.
Bu yaklaşımı artık dünyanın her yerinde görmek mümkün. Özellikle farklı zaman dilimlerinde çalışan uzak ekip üyelerine sahip şirketler için oldukça faydalı. Bunu yaparken projeleri de sağlıklı bir şekilde ilerletmek için güçlü sistemlerin ve iş birliği araçlarının doğru kullanımı oldukça önemlidir.
Özellikle “Büyük İstifa”nın ardından İK her zamankinden daha zorlu bir döneme girdi. Yetenekleri kazanma ve elde tutmak bu dönemde oldukça büyük önem kazandı.
Yeni işe başlayan kişilerin çoğu etkili işe alım programlarına daha çok önem vermeye başladı. Araştırmalara göre, yapılandırılmış bir işe alım programından geçen yetenekler %70 daha yüksek üretkenlik ve katılım oranına sahip. Üç yıl sonra kurumda olma olasılıkları ise %58 daha fazla. IK sürecinde kullanılacak teknolojik araçlar, yeni yetenekler için güvenilir ve ilgi çekici işe alım deneyimleri sağlamaya yardımcı olabilir.
Yapılan araştırmalara göre, İK liderlerinin %54'ünün, etkili uzaktan çalışmanın önündeki en büyük engelin zayıf teknoloji veya altyapı olduğunu gösteriyor.
İK profesyonelleri, personeli güçlendiren ve destekleyen yeni araçlar geliştirmelerine yardımcı olmak için giderek daha fazla teknolojiye yöneliyor ve aynı zamanda İK ekiplerinin tasarruf etmesini sağlıyor.
Teknoloji araçlarını benimsemek, işin geleceği için oldukça gerekli olmakla birlikte hibrit çalışan deneyiminin temel taşı haline gelecek. Aynı zamanda işletmelerin yeni normalde karşılaşılan zorluklara uyum sağlamasına ve tepki vermesine de yardımcı olacak.
Siz de yeni trendlere uyum sağlamak ve işin geleceğine bizimle birlikte hazırlanmak isterseniz bize hello@4c1h.com’a mail atarak ulaşabilirsiniz.
Pelin Teksin
Content & Account Manager
Belirsizliğin giderek arttığı dönemlerde çalışanların motivasyonunu yüksek tutmak, şirketlerin güçlü kalabilmesi için olmazsa olmaz.
Günümüzde teknoloji hızla ilerliyor, yapay zekâ ve otomasyon neredeyse her işin bir parçası haline geldi. Artık pek çok işimizi bu teknolojik yardımcılarla daha hızlı ve verimli yapabiliyoruz. Ama ne olursa olsun, iş hayatının merkezinde hala insana özgü
Gün içinde kendimizi akışa kaptırıyoruz. Uzayıp giden yapılacaklar listesi, bitmek bilmeyen toplantılar ve yetişmesi gereken işler arasında kendimizi bir döngüye sıkışmış gibi hissetmek oldukça normal.
İK ekipleri, iki farklı kuşağın arasında kalmış durumda, adeta bir köprü kurma sanatıyla uğraşıyor. Bir tarafta detaylı raporlar ve düzenli toplantılar bekleyenler, diğer tarafta kamerası kapalı toplantıya katılanlar…
Hikaye anlatıcılığı, insanlarla güçlü bir iletişim ve bağlantı kurmanın etkili yöntemlerinden biri. Aynı zamanda, her beceri gibi, yeterli ilgi ve çalışmayla geliştirilebilen bir beceri.
Yapay zeka, İnsan Kaynakları süreçlerine ciddi bir derecede entegre olmuş durumda. “GenAI One Year Later” başlıklı Gartner Webinar’ında Eser Rızaoğlu’nun aktardığına göre, 2022 yılında İK fonksiyonlarının %52'si GenAI’ı keşif aşamasındayken, bugün %49'u b
Suadiye Mahallesi Bağdat Caddesi
No:399/B K:1 D:1
Kadıköy/İstanbul
Formu doldurarak veya
hello@4c1h.com email adresi ile bize ulaşabilirsiniz.