Gelecekte çalışma düzenleri nasıl olacak acaba dedik dedik, kendimizi tam da geleceğin ortasında bulduk. İşte tam da bugün, o çok merak ettiğimiz geleceği pratik ediyoruz! Neler daha iyiye gitti, nelerde birazcık daha yolumuz var, derleyip topladık.
Ben evde sıkılırım!
“Yok ya daha neler! Ben her gün işe giderim! Evde ne yapacağız, sıkılırım hem her gün evde…” günlerini geçtik ve şu an içinde olduğumuz zamana ve duruma geldik!
Başta sıkıldık sıkılmadık, nasıl olacak, hem işler yolunda olmalı hem de yanlış anlaşılmamalı derken, “rahatmış ya aslında!” günlerine evrildikçe evrildik bu yolda. Gördük ki aslında evlerden de oluyormuş. Hem daha geniş kitlelere ulaşarak, hem de daha çok paylaşarak. Yani ofiste belli bir çalışma ortamı olmasa da, belli bir adres olmasa da kalpler bir olduktan sonra, bilgi evrensel olduktan sonra! Ne ki ofissizlik?
Rahatlık hayatımıza geldi!
Evlerdeyiz, hem de dilediğimiz kıyafetle! Daha ne olsun. Yani hiç olmadı mı size, işe eşofmanla gitme isteği? Spor ayakkabılarımı giysem de rahatça iş yapsam, şimdi evde olmak, koltuğumda yayılmak vardı dediğimiz günler? İşte, dileklerimiz gerçek oldu! Bu konforun bize sağladığı faydalara odaklandığımızda ise meyvelerini toplayıp rahatlığın yaratıcılığa etkisini gözlemleme vakti geldi çattı!
Işığı yakala, kamerada parla!
Doğru açıyı ayarlayıp kameranın karşısına geçtin mi, ta- dam! Toplantıdasın! Toplantılar daha da hızlı, kısa ve net oluyor. Aslında iletişim ister istemez daha açık ve dürüst oldu bu dönemde. İşlerin uzaktan ve yolunda gitmesi için, paylaşımlar arttı, toplantıların seyri değişti. Bireysel olmaktan çok, birlik olma isteği ve çözüm odaklı konuşmalar arttı toplantılarda.
Bugün bende, yarın sendeyiz! Online!
Fiziksel toplantıların yerini online’lar aldıkça, sohbetlerin, buluşmaların da muadili online day’ler oldu. Çok normal ve aynı zamanda güzel. Aslında kalpler bir olduktan sonra uzak, yakın fark etmez. Birbirimize ne kadar da bağlı olduğumuzu, paylaşmanın yeri ve zamanı olmadığını gördüğümüz bu süreçte online trafik de epey yoğun! Ama itiraf etmek gerek ki oldukça keyifli!
Görünmez iplerle, kalpten bağlıyız!
Öğrenmek hiç bitmeyen bir yolculuk. Öğrenirken paylaşmak ise, büyümenin temellerinden. Hepimiz birbirimize kalpten bağlıyız. Çalışırken, sosyalleşirken, üretirken yaratırken. Ha! Bir de, online bağlıyız!
Buralarda birazcık daha yolumuz var:
the 4C1H team
Picasso bir restoranda otururken bir adam onu tanır ve yanına gelerek uzattığı peçeteye bir şeyler çizmesini rica eder. Picasso adamı kırmaz ve cebinden çıkardığı kurşun kalemiyle kara kalem bir çizim yapar. Birkaç çizgiyle tam bir Picasso eseri olan bir
Her fırsatta söylediğimiz bir şey var: Çalışan deneyimi atıştırmalıkların, etkinliklerin ve hediyelerin çok daha ötesinde! Bu gibi jestler ancak çalışanı anlayan, ihtiyaçlarının farkına varan, yanıt veren, anlam bulduran bir deneyimin içinde değer kazanab
İzleyenleriniz var mı bilmiyorum ‘’Aaahh Belinda", 37 yıl sonra Netflix ekranlarında tekrar seyirciyle buluştu ve beni kendi dünyasının içine çekti!
Uçuş görevlilerinin sürekli rehberlik sağlayarak ve empati göstererek, bazen endişeli olabilecek durumları daha rahat hale getirmeleri, yolcuların ihtiyaçlarına cevap vermeleri, çalışma ortamındaki liderlerin de ekip arkadaşları için çaba göstermelerini h
Evden çalışmanın avantajlarını tatmış bir kitleyi haftada 3 gün ofise getirirken daha çok “bir arada”lığın gücünden yararlanmak, kurum kültürünü bu anlamda beslemek gerekir.
Procrastination veya dilimizde sıklıkla “hastalık” kelimesi ile beraber kullanılan erteleme davranışı, kişinin işlerini bilinçli bir şekilde geciktirmesini tanımlar. Fakat, kulağa inandırıcı gelmese de ertelemenin şaşırtıcı faydaları da olabilir!
Suadiye Mahallesi Bağdat Caddesi
No:399/B K:1 D:1
Kadıköy/İstanbul
Formu doldurarak veya
hello@4c1h.com email adresi ile bize ulaşabilirsiniz.